Büyük kurtarıcı Ebedî Şefin Türk ulusuna zengin bir hazine olarak bıraktığı miraslardan biri, hiç şüphesiz en mühimmi Cumhuriyet Halk partisidir. Ebedî ve millî şeflerimizin kıymetli direktiflerde yürüyen bu siyasî müessese yirmi yıl içinde sayısız inkılâplar başarmıştır. Mecmuamız bu sayısında partimizin küçük bir tarihçesini yapmak gibi çok yüksek bir fırsat elde ettiğinden ötürü bahtiyardır.

***

19 Mayıs 1939 da başlayan millî hareketlerimizin vermiş olduğu ilk değerli semere 23 Temmuz 1919 da toplanan Erzurum kongresidir.

Bu kongre büyük millî bir teşekkül olmakla beraber bütün ihtiyaçlarımıza cevap vermiş değildir.

Erzurum kongresini 4 Eylül 1919 da açılan Sivas kongresi itmam etmiştir.

Her iki kongreyi de yaratan, alınan kararları yaşatan ve bu gün ebediyetlere karışan büyük Atamızdır.

Bu kongrelerin arefesinde ve 8 Temmuz 1919 da Atatürk, Saltanat hükümetinin kendisine vermiş olduğu bilcümle rütbe ve salâhiyetlerden istifa, ederek sadece bir vatandaş gibi büyük ve millî davamızın başına geçmiştir.

Bunu bu mücadeleye sarsılmayan bir inân ve heyecan, ile atıldığını şu sözlerinden pek güzel anlayoruz.

Resmî sıfat ve salâhiyetten âzade olarak yalnız milletin şefakat ve civanmerdliğine güvenerek, onun bitmez, tükenmez, feyz ve kudret menbaından ilham ve kuvvet alarak vicdanî vazifemize devam ettik…

Sivas kongresi millî mücadelemizin en önemli ve heyecanlı bir safhasını teşkil eder. Bu kongre ile Türk ulusu ve yurdu tek bir Merkez etrafında toplanmış ve amacına büyük bir iman ile atılmıştır.

Bu kongrede, müstevlilere karşı yurdumuzun muhtelif kısımlarında teşekkül etmiş ve faaliyetleri mevziî kalan bir çok kurumlar “Anadolu— Rumeli müdafaai hukuk cemiyeti’’ adı altında toplanmıştır. Erzurum kongresi mukarreratı da bu isme göre tadil edilmiştir. Sivas kongresinin doğurduğu bu millî varlık bu günkü ‘’Cumhuriyet Halk partisi’’ dir.

Millî heyecan, ve hislerimizin mahsulü olan bu siyasî teşekkülün ilk mühim işi, Anadoluda başlayan millî hareketlere hainane bir şekilde saldıran ‘’Ferid paşa’’ kabinesini iskat etmek olmuştur.

Teşkilâtı esasiye kanunumuzun ilk temellerini teşkil eden Büyük Millet meclisinin şekil ve mahiyetine dair mevaddi kanuniye başlıklı lâyihayı hazırlayan ve müdafaa eden yine bu cemiyettir.

Yalnız kanunun müzakeresinde bir takım itirazlar olmuş bir çok muhafazakârlar millî hükümeti muvakkat bir hükümet şeklinde göstermeye çalışmışlardır. Bu yüzden mecliste bir takım guruplar teşekkül etmiştir ki en mühimleri (tesanüt gurupu, istiklâl gurupu, müdafaai hukuk zümresi, Halk zümresi İslâhat gurupu) dır. Millî hükümetin banisi Anadolu— Rumeli müdafaai hukuk cemiyetinin başkanı olan Ebedî Şef derhal bunlara karşı Anadolu— Rumeli müdafaai hukuk gurupunu teşkil ettiği gibi bir de (Halkçılık programı) adlı bir fırka programı neşretmiştir.

13 Eylül 1920

Birinci Millet meclisinde kafaların bir olmaması yüzünden başlayan ahenksizlik mebusların birbirleriyle belagat müsabakasına başlamaları reylerin dağılmasına, ciddî işlerin görülmesine engel oluyordu.

Atatürk bütün bunları önlemek için teşkil ettiği grupun programına şu iki maddeyi ilâve etmiştir.

I— Gurup misakı millî esasları dahilinde memleketin tamamiyeti mülkiyesini, milletin istiklâlini temine çalışacak, Sulh ve müsalemetin istihsali için milletin bütün maddî ve manevî kuvvetlerini icap eden hedeflere tevcih ve istimal edecek ve memleketin resmî ve husûsi bilumum teşkilât ve tesisatını bu esaslı maksada hadim kılmağa çalışacaktır.

II— Gurup devlet ve millet teşkilâtını peyderpey tesbit ve İhzare çalışacaktır.

15 Mayıs 1921 de Grupun heyeti umumiye reisliğini bizzat Mustafa Kemal deruhde etti. Meclis dışında da teşkilât yapmıya başladı. Faaliyetleri sadece Millet meclisine münhasır kalan muhalif gruplarla ikinci meclisin toplantısına kadar mücadele etti ve daima ekseriyet halinde kaldı. Lozan muahedesi konuşmaları sırasında idi ki Birinci Millet meclisi artık ciddi bir iş görmekten çok uzak bulunuyordu. Muhalefet son haddi bulmuş şahsa hücum, menfaat vb hisse kapılarak yapılan hareketler artmıştı. O kadar ki bazı küstahlar Millî varlığımzı yaratan Atayı vatandaşlık hukukundan mahrum etmek gibi deni teşebbüslere bile başvurmaya başlamışlardı.

Millî şef ismet İnönünün Lozanda giriştiği büyük fikrî savaşı esnasında birinci millet meclisi işte böyle karanlık bir renk içinde idi.

Lozandaki sulh savaşını kazanmak için Atatürk ve arkadaşları meclisin yenilenmesine muhakkak nazariyle bakıyorlardı ve nihayet vatansever 125 demokrat mebusun verdiği bir takrir ile intihabın yenilenmesine karar verildi. Aynı günde karar icra vekilleri reisliğine de bildirildi. İkinci intihapta mühim rol oynayacak olan fırkanın tesisi maksadiyle Atatük 1 Nisan 1923 te Anadoluda bir tetkik seyahatına çıktılar. Halk ile uzun uzadıya temaslar yaparak yeni intihap beyannamesini 9 umde halinde tesbit ve ilân ettiler. Bu umdelerin en mühimleri şunlardır:

1— Hâkimiyet milletindir.

2— Türkiye Büyük Millet meclisinden başka hiç bir makam millî mukadderata hâkim olamaz.

3— Bütün kanunların tanziminde, her nevi teşkilâtta dairenin alelumûm teferrüatında, umumî terbiyede, iktisadiyatta, Millî hakimiyet esasları dahilinde hareket olunacaktır.

4— Saltanatın ilgası hakkındaki karar değişmez düsturumuzdur.

***

Bunlardan başka mahkeme ve kanunların islâhı, aşar denen verginin kaldırılması, Millî bankaların kuvvetlendirilmesi, demiryollarının artırılması gibi çok mühim ihtiyaçlarımız da tesbit edilmişti.

Sulh hakkında da (malî, İktisadî, İdarî) istiklâlimizin behemehal temini şart koşulmuştu.

Bir müddet sonra Atatürk Ankarada çıkan Hâkimiyeti milliye ve Yenigün gazeteleiyle (Halk fırkası) adile yeni bir fırka kuracağını ilân ettiği gibi aynı zamanda memleket münevverlerinin bu husustaki fikirlerini de öğrenmek istedi. Ve bu maksadla da 14 Kânunusani 1923 te Anadoluda yeniden bir tetkik seyahatına çıktı. Avdetinde Halk fırkası nizamnamesinin, sıralanması ile uğraştı. Nizamnamekat’i şeklini, fırkanın 9 Eylül 1923 te yaptığı toplantıda aldı. Nizamnamenin ilk maddesinde şöyle deniliyordu.

1 — Fırka, millî hâkimiyetin halk tarafından ve halk için icrasına rehberlik etmeyi ve Türkiyeyi asrî bir devlet haline yükseltmeyi ve Türkiyede bütün kuvvetlerin üstünde kanunu hâkim kılmağa çalışmayı gaye olarak kabul eder.

Bu maddede, fırkanın ileride yapacağı, mühim inkılâpların ruhunu görmek kabildir.

İkinci maddede Türkiyede hiç bir imtiyazlı sınıf tanımadığını ve mutlak hürriyetin, istiklâlin ferdlerde olduğunu ilân ediyordu. Fırka, teşkilâtını köylere kadar götürmekle millî hâkimiyetin tatbikatında çok ileri bir hamle yapmış oldu.

Artık millî tarihimizde bundan sonra “Anadolu—Rumeli Müdafaai Hukuk Cemiyeti’’ ni Halk Fırkası adiyle görürüz.

23 Teşrinisani 1924 de Fırka asıl amacı olan Cumhuriyeti adının başına koyarak (Cumhuriyet Halk Fırkası) oldu.

15 Teşrinievvel 1927 de Fırka ikinci büyük Kurultayını topladı. 4 Eylül 1919 da toplanmış olan Sivas Kongresi birinci Kurultay addedildi.

Bu toplantıda Fırkanın ana prensipleri biraz daha vuzuh ile tesbit edildi. Din ile devlet işlerinin birbirinden ayrılması, halkçılık, dil, duygu ve fikir birliğine dayanan vatandaşlık hukuku gibi prensipler daha geniş ölçüde izah edildi. Fırkanın ana esası olarak kararlaştırılan maddelerin hiç bir surette değiştirilmemesine karar verildi.

Fırkanın kurucusu Ebedî Şef değişmez genel başkan seçildi. Artık bu siyasî teşekkül Atatürkün söylediği veçhile ‘’Siyasi terbiye veren bir mektep halini almış bulunuyordu’’.

Fırka üçüncü büyük Kurultayını 10 mayıs 1931 de topladı. Atatürk kongreyi açan nutkunda Halk Fırkasının Anadolu—Rumeli Müdafaai Hukuk Cemiyetinin bir devamından başka bir şey olmadığını bir daha tebarüz ettirdi.

Yapılan müzakerelerde ana esaslar daha geniş daha mütekâmil, bir şekilde programlaştırıldı.

Program sekiz büyük kısım üzerine kuruldu.

Birinci kısım: Vatan, millet, devletin esas teşkilâtı, âmme hukuku.

ikinci kısım: Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik, Halkçılık, Devletçilik, İnkılâpçılık, Lâiklik.

Üçüncü kısım: İktisadî siyaset

Dördüncü kısım: Malî siyaset

Beşinci kısım: Millî talim ve terbiye

Altıncı kısım: İçtimaî hayat ve umumî sıhhat

Yedinci kısım: Dahilî — Adlî ve Haricî siyaset

Sekizinci kısım vatan müdafaası gibi çok önemli esasları ihtiva ediyordu. Fırka bütün bu esasları büyük bir dikkat ve ihtimam ile tahakkuk ettirmeye muvaffak olmuştur.

Başarılan bu büyük inkılâpları halkın ruhuna sindirmek maksadiylede 19 şubat 1932 de yurdun muhtelif yerlerinde 14 Halkevi açılmıştır. Bugün adedi 367 yi bulan Halkevlerimiz (Dil, Edebiyat, Tarih, Güzel sanatlar, Temsil, Spor, Sos yal yarpım, Halk dersaneleri ve kurslar, Kütüphane ve neşriyat, Köycüler, Müze ve sergi) adlı 9 kol halinde Partice umde olarak kabul edilmiş esasları büyük bir gayret ve fedakârlıkla yurttaşlara aşılamağa çalışmıştır. Bugün yurdun ve ulusun bu teşekkülden gördüğü fayda sonsuzdur. Halkevlerinin açılması millî tarihimize büyük, müstakil bir devrim olarak geçecektir.

Cumhuriyet Halk Partisinin dördüncü büyük Kurultayı 9 Mayıs 1935’de toplanmıştır.

Toplantıyı genel başkan Ebedî Şef çok kıymetli bir nutukla açmıştır. Bu kongrede geçen yılların hesapları verilmiş, sekiz kısımlık programın tatbikatında tesadüf edilen engelleri bertaraf etmek için bir çok çareler düşünülmüş ve tedbirler alınmıştır.

Dördüncü Kurultay ulusu refah ve saadete daha ziyade kavuştur mak maksadiyle adlî, İktisadî ve kültürel birçok kararlar vermiştir.

Partimiz kuruluş tarihi olan 4 eylül 1919 dan bugüne kadar Ebedî ve Millî Şeflerin yılmak bilmiyen mesai ve kıymetli direktiflerde (Adliye, Maarif, Ekonomi, Sağlık ve Millî Müdafaa) sahasında bir çok inkılâp ve İslâhat yapmıştır. Bunları ayrı, ayn izah saat ve günlere sığmaz bir iştir. Onun için ben bunları burada sadece saymakla iktifa edeceğim.

***

İlk teşkilâtı esasiye kanunumuzun hazırlanması saltanat ve hilâfetin ilgası - Lozan sulhunun tasdiki - şer’iye mahkemelerinin kaldırılması - mahkemelerin modern bir hale konulması - şer’iye ve evkaf vekâletlerinin ilgası - Türk medenî kanununun kabulü - teşkilâtı esasiyenin din ve devlet ayrılığına göre tadili—millî vakıflar idaresinin lâiklaştırılması— tapu ve kadastro işlerinin tanzimi - Ankara Hukuk mektebinin açılması - kadın ve erkek hukukunun her sahada beraberliğinin temini - şarkın cehalet sembolü olan fesin atılarak medenî serpuşun-şapkanın kabulü - kadın ve erkek kıyafetinin medenî bir hale konulması - tarikat, şeyhler, dervişlikler, tekkeler, zaviyeler, türbeler, türbedarlıkların kaldırılması - cübbe, sarık ve papas kıyafetlerinin umumî hayattan uzaklaştırılması - Türkçe ezan ve kur’an ile beynelmilel takvim ve saatin ve rakamların kabulü - tedrisatiln tevhidi - harf inkılâbı - tarih ve yurd bilgisi derslerinin millileştirilmesi - Türk dili inkılâbı - akalliyet mekteplerinin millî esaslara göre zabtırapt altına alınması - tedrisatın lâiklaştırılması- lise teşkilâtının yapılması - ilk tedrisatın mecburî olması, yabancı dillerle spor hareketlerine mektep programlarında geniş yer ayrılması meslekî mekteplerin islâhı ile sayılarının artırılması - sporun bütün yurttaşlara teşmile maksadiyle devletleştirilmesi - garp musikisinin kabulü.

Âşarın kaldırılması - daimî, seyyar sergi, fuar ve panayırların açılması -dikim ve ekimde İslâhat yapılması - ziraatçilik meslek ve ihtisasının yükseltilmesi - Ziraat bankasının sermayesinin arttırılması ve daha verimli bir hale konulması - ziraî kredi kooperatiflerinin ihdası, nümune çiftliklerce tohum islâh istasyonları ve buğday silolarının inşası - topraksız köylüye toprak temini -Türk millî sanayiinin ihyası - mensucat, mevaddı gıdaiye ve ağır sanayiin kurulması - ölçü sisteminin yenilenmesi ile kilo ve metrenin kabulü - ticaretin canlanması için yapılan kanun—ticarî kredi müesseselerinin kurumu—şirketçilik—sigortacılık ile İş ve Cumhuriyet merkez bankası ve Sümer, Eti bankların kurulması - maden ve orman işlerinin islâhı - ecnebî şirketler elinde bulunan demiryollariyle bilcümle nafia müesselerinin satın alınması - uzunluğu 3 bin kilometreyi bulmayan Osmanlı hatlarının yerine yüz milyonlarca lira sarf suretiyle demiryollarımızın uzunluğunun 7000 kilometreden fazlaya çıkartılması - yol, köprü ve su işlerinin islâh ve tanzimi - istatistik ve nüfus işlerinin İlmî esaslara istinat ettirilmesi.

Kızılay— Çocuk esirgeme kurumlarmın çok daha verimli bir hale konulması—bulaşıcı ve zehirli hastalıklara karşı bir çok mücadele heyetleri kurulması— Hastane sanaturyum — dispanser ve laboratoar sayılarının artırılması—ordunun modern silâhlarla teçhizi, kara, deniz, ve hava kuvvetlerinin artırılması— millî müdafaa tedbirlerinin kuvvetlendirilmesi mecburî askerlik hizmetinin kısaltılması — ordunun mektep haline konulması—Asırlar içine sığmıyacak derecede büyük olan bu devrimleri 15 yıla sığdırmak suretiyle asırları yıllar içinde saymak kabil olmuştur. Bütün bu başarıların âmil ve sebeplerini sadece partimizin, Türk ulusunun saf ve temiz sinesinden çıkmış olması ile Atatürk, İsmet İnönü gibi yüksek varlık ve benliklerimizin kaynağı olan Millî kahramanlarımızın şahsında aramalıyız.