(Bir önceki sayıdan devam)

konusunda, hükümetlere doğrudan doğruya bir vazife yükleyen maddeler yoktur.

1580 sayılı Belediyeler kanunun 15’nci maddesinin 2/12/1960 gün ve 150 sayılı kanunla değiştiren 43 fıkrası gereğince, belediyelerin hayat pahalılığını önlemek için alacağı başlıca tetbirler şunlardır:

1) Ete, ekmeğe, yaş meyva, yaş sebze ile odun ve malgal kömürüne doğrudan doğruya müdahale etmek yetkisi Belediyelere verilmiştir. Et, ekmek, yaş meyva ve sebzenin, odun ve kömürün fiyatlarını, esnafı mağdur etmeyecek şekilde, Türkiye’deki asgari fiyatlarda tutmak için gerekli tetbirleri almak, Belediyelerin görevidir. Şehirde bazı zaruri ihtiyaç maddeleri sıkıntısı baş göstereceğini, Belediyenin kuracağı özel teşkilatla zamanında haber alması gerekmektedir. Fiyatların dalgalanmasını ve büyük farklar yapmasını önlemek, zaruri ihtiyaç maddeleri azlığına meydan vermemek için, her türlü tetbirler almak yetkisi Belediyelere verilmiştir. Bir şehirde zaruri bir maddenin yokluğunu evvelden hükümet tarafından bilinmesi imkânsız olduğundan, bu görev belediyelere verilmiştir. Bütün dünya kanunları da böyledir.

2) Belediyeler, kat’î lüzum görürse, mahallî idare kurullarınca tastik edilmek şartı ile, diğer gıda ve zarurî ihtiyaç maddelerinin temini, makul fiyatlarla satılmasını sağlamak için her türlü tetbirleri almak yetkisine sahiplerdir. Belediyelerin ihtiyaç görürlerse, toptan ve perakende azami satış fiyatları ilân etme yetkileri vardır. Ve yaş veya ve yaş sebzeye münhasır olmak üzere kâr hadleri tesbit edebilirler. Belediyelerin, esnaf kuruluşları ve ticaret odası meslek kuruluşları ile çok sıkı işbirliği yapması, haksız fiyat artışları yapan firmaları durdurması gerekmektedir. Esnaf dernekleri ve Ticaret odaları daha ziyade pahalılıkla mücadele için kurulmuşlardır.

3) Belediyeler, 2490 ve 1050 sayılı kanun hükümlerine bağlı olmaksızın, halkın ihtiyacı olan ve fiyatları süratle artan maddeleri satın almak, satmak ve stok etmek yetkileri ve görevleri vardır. Veya belirli bir kâr haddi dahilinde satın aldırmak, sattırmak ve ihtiyacı olanlara maksada göre dağıtmak üzere bir fon tesis ederek tanzim satış mağazaları kurmak belediyenin en önemli vazifeleri arasındadır. Bu yetki ile belediyeler, karaborsayı önleyici kudreti kendilerine verilmiştir.

4) Kanunlarımız, mal fiyatlarının hızlı yükselişini önlemek konusunda, (Belediyeler icap eden sair tetbirleri de alabilir) hükmünü de taşımaktadır. Karaborsayı ve vurgunu önlemek için Belediyelere çok geniş yetkiler verilmiştir.

Belediyeye verilen yetkiler, esnafa cezalar dağıtmaktan ziyade, önceden alınması gereken ekonomik tetbirlerden ibarettir. Belde halkının gelecekteki ihtiyacını tesbit etmek, fiyatları hızla artan yiyecek ve malların şehire hızla şevkini sağlamak, gerekli teşkilatı kurmak, stoklar yapmak, ilgili kuruluşlarla halkın yararına anlaşmalar yapmak Belediyelerin yetki ve görevleridir. Ülke içinde ihtiyaç maddeleri yeterli derecede değilse, zamanında hükümetin yardımına başvurmak da Belediyenin vazifesidir.

Kanunlarımızın Belediyelere verdiği görevlerin çoğunu, Gaziantep belediyesinin yerine getirmediği, başıboş fiyatlardan, fiyat dalgalanmalarından, başka şehirlere oranla birçok ihtiyaç maddelerinin çok yüksek satılmasından, zamam zaman bazı malların bulunmamasından anlamaktayız. Belediyenin ekonomik tetbirlerle ilgili teşkilâtı, 300.000 nüfüslu Gaziantep’in ihtiyacını karşılamaktan çok uzak bulunmaktadır.

Belediye yöneticileri, hayat pahalılığını önlüyemezler ise müeyyidesi nedir?

Belediye başkan ve encümeni, hayat pahalılığı konusunda gerekli tetbirleri almazlar ise ne yapmak gerekir? 1580 sayılı Belediye kanunu, görevini yapmayan belediye başkan ve encümen üyelerine karşı, Belediye meclisine çok büyük yetkiler vermiştir.

1580 sayılı kanunun 64’ncü maddesine göre meclis üyeleri, başkandan veya encümen üyelerinden soru sorabilirler. Aynı kanunun 61’nci maddesine göre, yöneticiler aleyhine gensoru açılabilir. Gensoru önergesi, kanunda gösterilen belirli usul dairesinde gündeme alınır, görüşülür. Belediye başkanları meclis önünde cevap verirler ve oylama sonucuna göre işlem yapılır. Gerekirse Belediye başkanı düşürülebilir. Aynı kanun madde 76’ya göre de vazifesini yapmıyan yöneticileri uzaklaştırmak mümkündür.

Dünyanın diğer ülkelerinde de hayat pahalılığı ile savaşmak ödevi mahallî idarelere verilmiştir.

Gerek sosyalist ülkelerde olsun, gerek kapitalist ve gerekse Türkiye gibi karma ekonomiye sahip ülkelerde, hayat pahalılığını önleme görevi en başta mahalli ademi merkeziyet idarelerine verilmiştir. En önemli ademi merkeziyet kuruluşlarından biri olan belediyeler, şehirler halkının zarurî ihtiyaç maddelerini önceden zamanında tesbit etmek, zamanında temin etmek, gücü yetmez ise çok önceden zamanında bağlı olduğu hükümete duyurmak mecburiyetindedirler.

Belediyelerin hayatı ucuzlatmak konusunda vazifelerini yapmayışları, hükümetleri sık sık zam yapmak zorunda bırakmaktadır.

Hayat pahalılığı konusunda Belediyeler vazifelerini kanunlarda gösterildiği şekilde yeterli yapmayınca, mal ve hizmet fiyatları başıboş yükselmektedir. Bir şehirde görülen yüksek bir fiyat, diğer şehir esnafına emsal olmaktadır.

Devamlı fiyat artışları sendikaları harekete geçirmektedir. İşçiler ve kamu kesiminde çalışan personelin maaşlarına zaman zaman zam yapmak gerekmektedir. Devlet personelinin ücretini karşılayabilmek için, bazı mallara devlet tarafından zam yapmak zorluğu doğmaktadır. Devlet zam yaptıkça, esnaf daha fazla zam yapmaktadır. Böylece karşılıklı zam yarışı devam edip gitmektedir. Halbuki Belediyeler, kanunlarda kendilerine verilen vazifeleri yapsalar, fiyatlar, esnafı ve halkı mağdur etmiyecek derecede makul ölçülerde artacaktır. Pahalı olmayan fiyatlarla satılan mala karşı daha fazla müşteri olacağından, esnaf sürümden kazanacaktır ve esnaf belediye kontrolünden memnun kalacaktır. Fiyatların yavaş ve az artmasından dolayı, büyük halk kütleleri fazla müteessir olmayacaktır. Hayatın pahalı olduğu beldelerde görülen ekonomik ve sosyal karışıklıklar, Belediyelerin vazifesini yaptığı şehirlerde pek az görülmektedir. Hızla gelişen şehirlerde, belediye, esnaf birlikleri, Sendikalar ile Ticaret ve Sanayi odalarının çok sıkı işbirliği yaptıkları ve fiyatları firenledikleri müşahade edilmektedir.

Hayat pahalılığının geniş ölçüde önlenmesini istiyorsak, belediyemizi kanunlara göre vazifesini yapacak güçlü hale getirmek zorundayız.

Bütün dünyada olduğu gibi Türkiyede de, bir şehirde fiyatları makul bir seviyede tutmak için, ademi merkeziyet idarelerinin neler yapmaları gerektiği kanunlarda teker teker gösterilmiştir. Halkın hayati ihtiyacı olan mal ve hizmetlerin fiyatlarının halk tarafından uygun karşılanacak bir seviyede tutulması için, Belediyelere açık ve kesin yetkiler ile sorumluluklar verilmiştir. Belediyelere verilen yetkilerin neler olduğunu çok kısa olarak yukarıda özetledik. Belediyelerin hayat pahalılığı konusunda vazifesini yapabilmesi için, ekonomik alanda ihtisası olan hukukçuların ve firmaların durumunu yakından bilen idarecilerin iş başına seçilmeleri gerekiyor. Bugüne kadar Belediye ile esnafın çekişmesine birçok defa şahit olduk. Hem esnafı memnun edecek ve hemde halkın hayat pahalılığını hissetmeyecek bir denge kurma işini, ancak, ekonomik alanda ihtisas: olan hukukçular ve diğer mahalli durumu bilen uzmanlar tarafından gerçekleştirmek mümkündür. Nüfusu hızla 300.000 kişiye yaklaşan Gaziantep şehrinin ekonomik meselelerini, ihtisası olmayan kişilerin yapamadığını, Gaziantep halkı görmektedir. 1968 Belediye seçimlerinde olduğu gibi, 1973 seçimlerinde yetersiz adayları Gaziantep halkının protesto edeceğine inanıyoruz.