Elazığın elli kilometer kuzey batısında, Keban kasabasına 4 km mesafede, Murat nehri ile Fırat nehrinin birleştiği civarda kurulması düşünülen: (keban Hidroelektrik santrali ve barajı) günün konusu olmuştur. Bütçe müzakereleri sebebiyle Keban Barajı lehinde ve aleyhinde birçok sözler işittik. İstanbul ve Ankara gazetelerinde de Keban Barajı konusunda sık sık yazılar yayınlanıyor. Bu yazılardan: Kütahya milletvekili yüksek mühendis Mehmet Turgut’un Yeni İstanbul Gazetesi’nde (Neden Keban?) başlığı altında Keban Barajı’nın kurulmasını savunan yazısı ile; Ankara’da yayınlanan Büyük Zafer gazetesi’nde Yüksek Mühendis Süleyman Demirel’in (Keban Barajı) başlığı altında, 1936 senesinden beri yapılan etüd ve projeler hakkında geniş bilgi veren yazısı ilgimi çekti. Gaziantep Milletvekillerinden Elektrik Mühendisi Mithat San ise (Keban Baraj ve Hidroelektrik tesisleri) ismi altında bir büroşür yayınlıyarak, Keban barajının sağlıyacağı faydaları ilmi esaslarla belirtmiş bulunuyor. Mart 1962 ayı başında Urfaya gittiğimde, Urfa barosunda avukatların Keban Barajı konusunda tartışmalarına şahit oldum. Mahalli Yeni Urfa gazetesinde Keban barajını kötülüyen ve Urfa barajı kurulması fikrini savunan bir yazı okudum. Halbuki Keban Barajı Urfaya da hayat getirecekti. Yazı sahibinin Keban Barajı hakkında bilgisi yoktu. Gaziantep’te de Keban Barajı’nın yurda sağlıyacağı faydalardan habersiz birçok aydına rastladım. Yukarda bahsettiğim İlmî yazılardan edindiğim bilgi ile bende kendi çapımda, bu büyük yurt davasını savunmaya çalışacağım:

Anadolumuzun büyük bir kısmının sularını topluyan Fırat ve Murat nehirlerinin, Nil nehrinin Mısıra getirdiği sulardan biraz daha fazlasını budutlarımızın dışına aktardığı meteroloji kayıtları ile sabittir. Fırat Nehri’nin Suriye’ye girdiği noktadda Türkiye’den Suriye’ye geçirdiği su miktarının 40 milyar metreküpün üzerinde olduğu ölçülmüştür. Fırat Nehri böylesine akıp giderken, Türkiye’nin Fırat nehri civarındaki birçok ovalarında insanlar susuz, toprak susuz bulunuyor. Bu topraklar üzerinde yaşıyan yurttaşlarımız arasında sefalet, kıtlık ve açlık hüküm sürüyor. Halbuki Ebasco firması gibi dünyanın en ciddi mühendislik müesseselerinin ve uzmanlarının hazırladığı raporlara göre bu bölge çok büyük imkânlara sahiptir. Fırat nehri üzerinde Keban mevkiinde yapılacak kilit barajın meydana gelmesi için 6-7 yıl müddetle devlet bütçesinden her yıl ayrılacak 300-400 Milyon Türk lirasının kâfi geleceği hesap edilmiştir. Halen Türkiyenin istihlâk ettiği elektriğin iki misline yakın elektriği Keban barajı Türkiyeye sağlıyacaktır. Keban barajından elde edilecek elektriğin kilovat saatinin maliyetinin 2 kuruş 40 santim olacağı hesap edilmiştir. Bu ucuz ve bol enerji ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu ovaları civarından geçen suları, pompaj usulu ile bu ovalara çekmek ve bu ovaları sulamamız mümkün olacaktır. Pompaj usulu ile on milyon dönüm arazimiz suya kavuşacaktır. Urfa, Suruç, Harran, Mardin, Viranşehir ovalarının tarihteki Mezopotamya medeniyetinin daha haşmetlisini yaşaması imkânı doğacaktır. Keban barajından sağlanacak bol ve ucuz enerji ile, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da yer altından elde edilen demir, bakır, krom gibi madenler de işlenebilecek; Türkiye’nin en ziyade muhtaç olduğu ağır endüstriyi yurdumuzun bu bölgesinde kurmak mümkün olacaktır. Hatta Keban barajının yapılmasiyle Fırat nehri’nin akımı düzenlendikten sonra, yine Fırat nehri’nin muhtelif noktalarında yapılacak Bilâl Uşağı, Sansap, Halfeti gibi barajlarla Keban barajının elde ettiği enerjinin çok üzerinde fazla enerji elde etmek de gerçekleşecektir. Elde edilen bol ve ucuz enerji ile kurak Orta Anadolu ovalarının sulanması dahi düşünülmektedir.

Keban Bagajından elde edilecek ucuz ve bol enerji, Gaziantep Bölgesi’nin birçok dertlerini de kökünden hal edecektir. Bugün Gaziantep’te enerji darlığı ve pahalılığına rağmen; küçük el sanatları, madeni sanatlar, pamuklu mensucat, kilim, havluculuk, kasacılık, karosercilik, tornacılık, oto boyacılığı gibi sahalarda otuz binden fazla sanayi işçisi, Türkiye ölçüsünde bir varlık olduğunu isbat etmiştir. Bütün imkânsızlıklara rağmen, büyük bir varlık gösteren Gaziantep Sanayii ve sanatkârlarına, kilovat saati 40 kuruş değil, 2,5 kuruş olan yani bedava denecek kadar ucuz ve bol enerji temin edilirse; Gaziantep Bölgesi’nin İstanbul’la dahi yarış edeceğini tahmin etmek zor değildir. Devletin hazırladığı bu müsait şartlar içinde, maden sanayii ve ağır sanayiinin dahi meydana geleceğine inanıyorum. Ucuz ve bol enerji; ısınma, aydınlanma davalarımızı da kökünden hal edecek ve Gaziantep bölgesi ovalarının pompalama usulü ile sulanman da mümkün olacaktır. 780.000 dönüm alanındaki Araban, Yavuzeli, Nizip, Barak ve Gaziantep ovalarına civardaki suları bol ve ucuz enerji ile taşıyarak sulamamız gerçekleşecektir.

Keban barajının kurulması yurdumuz aydınlarına yeni bir cesaret ve dinamizm getirecektir. Lüzumsuz şeylerle uğraşmanın, küçük şikayetlerde bulunmanın, yarım yamalak tetbirler almanın zamanı olmadığını daha iyi anlayacağız. Bu devrin laf edenlerin değil, iş görenlerin devri olduğunu daha iyi idrak edeceğiz. Gerçekten yirminci asrın ikinci yarısı zayıfların değil büyük yüreklilerin devridir. Keban, yeni ve muazzam dev bir projedir. Keban bizleri dar kafalılıktan, arzu yokluğundan ve hayal kısırlığından kurtaracaktır. Keban bizlere İlmî zihniyeti sevdirecek ve öğretecektir. Müsait şartlara kavuşan vatandaşlarımızın büyük eserler vücuda getirdiklerine şahit olarak milletimize daha çok inanacağız.

Keban bizlere refah getirecektir. Keban ileri ve modern Türkiyenin temel taşlarından en önemlilerinden biri olacaktır. Hep birlikte Keban barajının gerçekleşmesine çalışalım.

Hulusi YETKİN