Yunus’un yedinci yüzyılındayız. Yunus, her türlü taassuba karşı direnmiş, kin ve nefreti kınamış, kalıplaşan kaidelerin değil gerçek ahlâkın önemli olduğunu anlatmış, insanlara sevgi ve inanç zevkini tattırmağa gayret etnıiş ve Mevlânâ’nın aksine, Farsçaya özenip de Türkçeyi küçümsemek gibi bağışlanmaz bir hatâ işitmemiş. Halkın diliyle konuşarak Anadolu Türkçesi’nin dehâsını geliştirmiş Yunus, bizim öz ozanımız. Yedi yüz yıldır ulu Çağların ötesinden bize demiş ki: “Aşk gelicek cümle eksikler biter...” Demiş ki “Gelin tanış olalım, işi kolay kılalım, sevelim sevilelim, dünya kimseye kalmaz”. Bugün Türk ulusunun birleşmeye, sevgiye, karşılıklı güvene, ülkü birliğine, düşünce dürüstlüğüne her zamankinden fazla ihtiyacı var. Birbirimizi sevmedikçe, el ele vermedikçe, bağdaşmadıkça, birleşmedikçe, darmadağın yaşamak zorunda kalacağız. Gırtlak gırtlağa gelmemeli Türkler. Kardeş düşmanlığının uçurumuna düşmemeliyiz. Yunus'un özlediği ve özetlediği ahlâk, bugün Türk ulususun hayati bir ihtiyacıdır.

(Milliyet 18 Ocak 1970)