Çölün ötelerinde kurulmuş bir şehirden bir gün bir atlı geliyor. Çölü geçinenin yorgunluğu içinde solumakta. Diyor ki:

- Ben çölün Ötesinde falan şehirden geliyorum. Yiyeceklerimiz tükendi, bize yiyecek lâzım. Halkımız zengindir, parası boldur. Sizin verdiklerinize karşılık çok şeyler verecekler. Yardım...

Bir taraftan kervan hazırlanıyor. Yola çıkıyor. Bir daha haber yok. İki ay geçmeden başka bir atlı geliyor. Ayni yardım isteğinde bulunuyor. Başka bir kervan yola çıkıyor. Ardından bir haber yollamıyor. Hedefe vardığı öğrenilemiyor.

Nihayet… Bir tarafın büyükleri toplanıyorlar, diyorlar ki: Biz böyle techizatlı bir kervan hazırlıyalım ki bütün fertleri dinamik gençlerden teşekkül etsin yanlarına bol su verelim. Yiyeceği biraz daha artıralım. O yokluk, bulunmazlık, imkânsızlık çölünü, geçip bize çok şeyler vadeden bu şehre yiyeceği gönderelim.

Kervan hazırlanıyor. Çalışmalar, hızlanıyor. Faal kervan başları her türlü imkânsızlığa karşı imkân düşünüyorlar ve nihayet bir gün kervan yola çıkıyor. Her uğradığı konaktan bir atlıyı yardım bekliyen şehre gönderip kervandan haber ulaştırıyorlar.

- Filân vadiye indik... Şimdi filan çölü geçeceğiz. Onuda geçtik, şimdi filân vahaya doğru geliyoruz. Erzâk geliyor... Korkmayın. İşte bugün o kervana bir yük daha katıldı.

Her türlü nimetleriyle doyduğumuz vatanın bu güzel şehri Gaziantep, işte böyle bir kervanın hedef noktasıdır. Şehirde gizli bir zekânın ve gelişmeye mütemayil bir zihniyetin istikbâl vadeden varlığı mevcuttur. Ona yalnız erzak verin kâfi.

Bu kültür erzağını ulaştırmak için zaman zaman dergilerin, mecmuaların çıktığı görüldü. Kendi çaplarında Antep’in kültür faaliyetine yardım etme gayesiyle hareket eden bu mecmualar esefle kaydedelim ki imkânsızlık çölünde yok oldular.

Bugünse bu satırlar ve bu sayfalar yüzlerde sevinç, ümit, azim ışığı yanarak yazılmakta ve basılmaktadır. Zira bu ciddî meseleyi yine ciddî yollarla ele alan (Kültürcüler, harekete geçmiştir. Faaliyetin faydalı neticelerini görerek haz duyuyoruz. Gençlik Sesi’nin muhtelif gençlik kolları arasında yaşatılması dileği ile konuyu bitirirken bütün münevver hemşerileri ve gençliği bir kere daha kültür kervanına davet ederiz. Çünkü bu yüzbinlik şehirde, bütün bölgeye ve hattâ sath-ı vatana ışıklarını saçacak kültür meşalesini tutuşturmak hepimizin vazifesidir.

Not: Bu yazı derneğimizin haftada bir yayınladığı (Gençlik Sesi) gazetesinin (Yeşil Fıstık) sayısından

Mustafa YAZGAN