Son otuz yıl içinde Gaziantep bir yandan büyümüş, bir yandan da yapıların vasıfları yükselmiştir. Bu gelişmenin etkenleri vardır: Sosyal şartlar değişmiştir, Yapı ve imar kanunları çıkmıştır, malzemelerde yenilikler olmuştur, yapı usulleri günden güne ilerlemektedir.

1932 yılında Halkevi’ni açtığımız zaman Gaziantepte bir mimar yoktu. Bu şehrin ilk sahnesi olan Halkevi sahnesini biz rahmetli Dr. Saip ve rahmetli Dr. Nuri ile birlikte becerebildiğimiz kadar yapmıştık. Rahmetli Mahmut Daî de milyon harcadığı o büyük hanının mimarlığını kendisi yapmıştı.

Öğretmen Urfalı Halil Beyin bu kadar üzerinde durduğu yeni ev mutfak yüz numara için, hele kış kıyamette dışarı çıkmak ve merdivenler tırmanmak gibi mahzurları olmadığından rahat edilebilecek sayılı evlerdendi.

Eski camiler, hamamlar, hanlar bir yana bırakılırsa, şehirde adı anılmaya değer resmi veya özel bina yok gibiydi.

Gaziantepte mimar projesiyle yapılan ilk modern eser 1935 te Çınarlıya diktiğimiz şehitler anıtı olmuştur. Güzel Sanatlar Akademisi profesörlerinden hemşehrimiz Sırrı Bilen’in hazırladığı anıt projesini uygularken sahanlığın etrafına şekilsiz taşlarla duvar yapacak bir usta bulamamıştık.

Gaziantebe mopern ev zevkini yaymakta Bahçelievler Kooperatifinin büyük rolü olmuştur. Bu evler ise ancak on iki yaşındadır.

Bugün şehirde serbet çalışan ve bol bol iş bulan mimarlar, mühendisler ve onların yaptıkları plânları uygulıyabilecek kalfalar vardır.

Yapıda kullanılan malzeme de esaslı olarak değişmiştir. Artık yontma taşyerine tuğla, kıtıklı sıva yerine alafranga sıva kullanılmaktadır.

Hükûmet konağı hastaneler okullar sinemalar iş hanları banka binaları apartmanlar ve modern evler şehrin çehresini değiştirmiştir. Halil beyin otuz yıl önceki örnek evi yeni konutlar yanında kulübe gibi kalıyor.

Eski evler o zamanların ihtiyaçlarına belki daha uygundu: Kadının sokağa çıkması mesele olan bir toplumda odalar elbette kadının sere serpe ev işleri göreceği yaz geceleri bütün ailenin açık saçık oturup hava alacağı hatta yatak serip yatacağı yerler olacaktı. Bunun içinde büyük masraflara katlanırak yontulmuş taşlarla mermerlerle döşenir ve süslenirdi.

Ama bu günün sosyal şartları o evlerde yetişip büyüyenleri bile yeni tip evlere göçürüyor: Mahmut Dai’nin ailesi otuz yıl önce Gaziantebin en muhteşem evi sayılan evini şimdi rahatsız olarak bırakıyorda düzayak bir apartman katında oturmayı yeğliyor.