Tenkit denince birinci vasıf; tenkit samimi ve dürüst olmalıdır. Ve insanı iyimser yapmalıdır. Tek kelime ile müsbet olmalıdır. Yıkmak değil yapmak olmalıdır. Doğruya doğru, eğriye eğri demek olmalıdır. Ancak bu sayede, kötü hareketler tekrar edilmez ve umumi efkârda salim kafa ile karar verebilir.

Diğer taraftan tenkit; tek taraflı olmamalıdır. Yalnız kötü tarafları tenkit yine insanı kötümser yapar ve teşebbüs kabiliyetini insiyatifini öldürür. Bu sebeple doğruyuda beğenerek, öğerek ve tasvib ederek tenkit etmek gerekir. Bu da ancak milletçe kuvvetli bir görüş ve bilgi sahibi olmak mantık ve insaftan ayrılmamakla olur. Tenkit, nasıl bir işin kötü tarafını akıl ve mantık çerçevesi içerisinde insaftan ayrılmamak üzere efkârı umumiyenin taktirine arz etmekse, yine bir işin doğruluğunu, güzelliğini halkın takdir ve tasvibine arz etmektir. Binaenaleyh, tenkit ancak bu iki şekli ile düşünülüp yapıldığı takdirde gayesine ulaşır ve istenilen faideyi temin eder. Memleket ve millet için de faideli olur.

(ÖZET’ten)

Şefik KARGINER