Vaktile on arkadaş kırda eğlenirken baş uçlarında bir arı vızıldayarak uçar. Bunu gören arkadaşların canı bal ister ve komşu bahçeye geçerek petekleri parçalarlar ve içindeki balları da yerler. Bunu korkusuzca yaparken de bir düşündükleri var elbet: Havaya bakmışlar havanın önünü
kötü görürler. Kar yağar izimiz de kaybolur diye düşünürler. Fakat iş düşündükleri gibi çıkmaz, kar da yağmaz. Mesele anlaşılınca bahçe sahibi izciler çıkartıp bunları yakalattırır. Arkadaşlar bakarlar ki vaziyet vaziyet değil, düşünmeğe koyulurlar.
Birisi der:
- Bana onar altın verin sizi kurtarayım. Onar altını alır ve kadının huzuruna çıkarak şu ifadeyi verir:
Kadı efendi, kadı efendimiz,
Bir arı geldi dedi: Vız,
Dedik: Neredesiniz siz?
Dedi: Hacı Ahmet ağanın bahçesindeyiz biz,
Kar yağar belli olmaz dedik iz,
Kar yağmadı, belli oldu işimiz,
Biz on kişiyiz,
Onardan eder yüz,
Hacı Ahmet ağaya cevap verecek siz.
Hâkim dönerek Hacı Ahmet ağaya:
- Hacı Ahmet Ağa siz
Bundan ne anladınız?
Hacı Ahmet ağa cızdan mızdan anlamaz
Hâkim:
- Bire cızdan anlamaz,
Mızdan anlamaz, gelir on babayiğiti
Şikâyet edersin,
(İfade verene dönerek:)
Haydi oğlum
Kahve ocağına düz
Arka kapıdan cız.
Fadıl EZİCİ