(1926 YILINDA GAZİANTEP SIHHİYE VE MUAVENET-İ İÇTİMAİYYE MÜDÜRÜ DR. HAMDİ KASIM’IN RAPORUNDAN AYNEN ALINMIŞTIR.)

ŞAKİR SABRİ YENER

ÜÇÜNCÜ KISIM

Tarihte Gaziantep:

Antep hakkında malumatı tarihiye pek azdır. Antep hicreti Nebeviyesinin on altıncı senesinde Hazreti Ömer’in hilafetinde Ebu Ubeyd’e-tül-cerrah ordusu tarafından zapt edildikten sonra ehemmiyet payda etmeğe başlamıştır.

Yakut-i Hamevî (Mecem-ül-büldan) adlı kitabında (Ayni tap) isminde Halep ve Antakya arasında bir kale-i haşine olduğunu ve eskiden (Dülük) ismi ile maruf olduğunu kaydetmektedir. Filhakika Antebin tarihi ismi (Doliçe-Dülük)tür.

Dülük pek eski zamanlarda Turanı olan hititler tarafından tesis edildiği İngiliz Akademisi azasından (David Corc Hokart)ın tetebbuatile sabit olmaktadır. Esasen Hitit’lerin merkez-i idaresi üç mühim şehir içerisinde en büyüğü olan (Kargamiş. Hirapolis, Carablus) Antebe 70-80 kilometredir.

Antebin etrafında: Maraş’ta Carablus’ta Zincirli Höyükte bulunan Hitit Asarı buna delalet eder. Antep ve havalisi hemen hemen tarihin sergüzeşt-i beşeri yazdığı andan itibaren akvâm-i Turaniye ile meskün olmuştur. Hicretten 336 sene evvel anasından eli kanlı olarak doğan ve Türkün eski hurafatında söylendiği veçhe üzere kendi adını kendisi koyan Karahan oğlu Oğuzhan; İran, Hurasan Irak ile Suriye içinde bugünkü Gazi şehrin bulunduğu tarafları zapteylemişidi. Demek ki Türklük 50 asır evvel buralarda görünmüş ve icra-yi hâkimiyet eylemiştir. Türklüğün bu yerlerle kadim aşinalığını, efsane de olsa, oğuz Hanın ok ve yay hikayesi isbat eder. Hititlerin şevket ve ikbal devirlerinde şimdiki Antep yani kadim Dülük, bu kavmin havza-i idaresinde bulunmuş ve mısırlılarla, Hititler arasında cereyan eden kanlı muharebeye Antep havalisi sahne olmuştur. Mısırlılarla icra edilen muzaffer harplerden sonra Hititler, Asurilerle harbetmek mecburiyetinde kalmışlardı. Milâttan (1320) sene evvel Asuriler garbe doğru tevessua başlamışlardı. Ve fasılalarla devam eden şedid sürekli muharebelerden sonra kablelmilad (825) te akıbet Hitit beldeleri de ve bu meyanda Dülük şehri de Asurilerin hakimiyeti altına geçmiştir. Bu tarihten sonra iki asır kadar devam eden ihtilâl ve isyanlar dahi Hitit hakimiyetini inkırazdan kurtaramamış, nihayet ikinci (Salmansan) Hititleri mahvederek zamanında bu muazzam hükümetin tarihine kablelmilad (620) sene evvel hatime çekmiştir.

Hitit-Asur mücadelesine sahne olan yerler Maraş, Carabulus, Doliçe ve Antakya havalisidir. Nevbet-i inkıraz Asurilere gelince Asur Krallığının yerine teşekkül eden Babil Hükümeti onlardan kalan yerlere tesahup etmekte idi. Kablelmilad (538) de (Keyhusrev)ın Babil imparatorluğunu mahvetmesi üzerine (Doliçe-Kargamiş) havalisi de İranilere tabi olmuştu. Keyhusrev tarafından buraları zabtedildikten sonra takriben bir buçuk asır buralarda ehemmiyetli bir hadise olmamıştır. (Kiyanyan) sülalesinden İran Hükümdarı (Dârâ) ile (İskenender-i Kebir) arasında (İsos) da kablelmilad 331 de büyük bir muharebe olmuştur. (İskender), fütuhatını ikmalden az sonra ölünce memaliki Jeneralları arasında taksime uğramış, (Doliçe, Gorguna, Kargamiş), (Silifkiya krallığı) dahilinde kalmıştı. (Selefküs)ün krallığı gayet vâsi idi. Makedonya. Ve Mısırdan maada, Suriye, Irak, İran, bütün Anadolu İskender-i Kebiain memleketleri kendisinin idaresi altında idi. Her vilâyet bir (Satrap) memur tarafından idare olunurdu. Yalnız Suriye 8 Satraplığa ayrılmıştı. Bu satraplıktan biirisine de (Antiochia Tourum) ismi verilmişti ki (Ayıntap) idi. (selefküs)ün ahfadı buralarda iki buçuk asır hükümdarlık yaptılar Mevcut şehirlerden bir çoklarına da kendi ailelerinin isimlerini vermişlerdi.

(Artanı gelecek sayıda)