“Kelile ve Dimne” den adapte

Sazlı bir gölde iki ördek

Pek rahat, mes’ut yaşıyordu.

Lekesiz, temiz yüzlerinden

Sevinç ve neş'e taşıyordu.

Berrak sularda avlanarak,

Bir kayık gibi snllanarak

Kıyıdan kıyıya geçiyorlardı.

Orada bulunan bir kaplumbağa

Bunlarla pek içh arkadaş oldu;

Yiyecek, içeçek çünkü çok boldu.

Çok geçmeden birgün gölün suyuçekildi

Ördeklerin boynu, başı eğildi.

Dostlarına vedâ için gittiler:

-- Selâmlar, dediler. Kaplumbağaya

Suyumuz çekildi biz gidiyoruz;

Seni de tanrıya inanılıyoruz.

—Ayol, dedi, Kaplumbağa:

Bir gemi gibiyim suda yaşarım,

Burada yalınız ben ne yaparım?

Sîzlerden çok benim acıyı duyan.

Sever mî karayı denize uyan?

Beni de beraber alın, götürün...

-- Pekâlâ, dediler, ördek kardeşler

Seni de beraber götüreceğiz.

En iyi yerlere yetireceğiz...

Kablumbağa sordu:- Bu nasıl olur?

—Çareyi ariyan elbette bulur:

İkimiz bir çubuğun uçlarından tutarız,

Sen de orta yerinden ağzınla yakalarsın

Ağzını açmamağa dikkatla çabalarsın

İşte bu şartla seni başka yere atarız..

Seni gören insanlar söylenirlerde sakın

Cevap vermeğe kalkma, zira tehlike yakın

Bizi dinlersen eğer çubukta asılı kal,

Aksi takdirde hemen ölümü gözüne al,

Uç ahbap çavuşlar havalanlıiar,

Havada denizde, gölü andılar..

Seyahat çok iyi, şen geçiyordu;

İnsanlar onları güç seçiyordr.

Geveze gürünü yerden haykırdı:

Şunlara bakınız, tuhaf diyordu.

Kaplumbağa kızdı, sabredemedi.

Gözünüz kör olsun ! diye bağırdı:

Ağzını açınca toprağa düştü;

Zevallı ölüye herkes gülüştü, Yazan: Ziya GÜNER