Karşımda güneş dalgalı dağlar denizinden.

Her yaz günü akşamla akan kanlı izinden;

Titrek san saçlarla yanıp sonra akar hep,

Baygın kıpışan uykulu gözlerle bakar hep.

Her gün batıyorken ona dalsam neresinden,

öksüz yuvamın hep görünür pençeresinden,

Yanyanda sokulmuş uzanırken sıra dağlar,

Mos mor sıralanmış yatıyor karşıda bağlar.

Renkler süzülür damla ve her damla yavaşça,

Bir tatlı hüzün çökdümü akşamla yavaşça,

Cık cık dökülür boşluğa sesler yarasından,

Bülbüller öterken hele dallar arasından.

Akşamlara dalgın o güzel kuş sesi yok mu?

Göklerde ayın oh hele bir gülmesi yok mu!..

Bir bakmaya insan kıyamaz hem yerinirken,

Pul pul suların koynuna sinmiş gerinirken,

Sessiz gecenin bir beni yıldızla saçılmış

Çiydemlere benzer ölü toprakta açılmış

Akşam yıkanan ayla sudan ninniyi dinler,

Akşam, suların hep dökülen şarkısı inler.

Ürker geceler hep EMETin karlı dağından,

Bir yel üfürüp gizlice akşam dudağından.

Dallar bükülür fıslayarak, sallanarak, hep

Titrer görünür ay aralardan yanarak hep.

Yıldız dolu göklerde gülen sanki çiçekler

Göz kırpar uzaktan dökülen akşamı bekler.

Bir bak ki ayın öptüğü yıldızları kutlar,

Bazan sıralanmış gezerek gökte bulutlar,

Akşam suların ayla kucaklaştığı yerden,

Gündüzlere üstün doğuyor tad gecelerden.

Sen doğ gene sen gel gene ey şen gece yüksel,

Ey son gece yüksel gene yüksel gene gel, gel!

Ahmet ERDOĞDU