MEZAR TAŞLARI

Şöyle göz at bakıyor semalara başları

İbretin en parlağı hep bu mezar taşları

Bir sukut ülkesi mi sessizliğin yurdumu

Bütün ömrünce koşan bu engelde durdu mu

Yaşamanın zevkiyle baht peşinde koşanlar

Oradan öte yol yok mu otağını kurdumu

Şöyle göz at bakıyor semalara başları

İbretin en parlağı hep bu mezar taşları

Hayli levent boylular hayli güzel huylular

Değişmez gamlı çarkın dönüşüne uydular

Sevgi ile aşk ile çılgınca koşuşurken

Gayretleri son buldu da çıkmazda durdular

Şöyle göz at bakıyor semalara başları

İbretin en parlağı hep bu mezar taşları

Mezar tekin taş değil gönül yakan ocak bu

Tutuşdurur yandırır cehennemden sıcak bu

Ayrılığın acının yükü̈ altında ezer

En aziz varlıkları yutan derin bucak bu

Şöyle göz at bakıyor semalara başları

İbretin en parlağı hep bu mezar taşları

Yaktığı yürek sönmez bu ülkeye varmadan

O sükûn aleminin denizine dalmadan

En hazini şundadır açılmadan solan gül

Vakitsiz koparılmak rüyasına kanmadan

Şöyle göz at bakıyor semalara başları

İbretin en parlağı hep bu mezar taşları

Ecel gelir ansızın gecede hırsız gibi

Dur bilmez aman vermez kulaksız dilsiz gibi

Onun attığı oklar hedefini şaşırmaz

Hemen cana saplanır hançer gibi gürz gibi

Yazan: Ali ŞENBOYAR

KOCAMA

O benim hayatım, canım her şeyim

Olmayınca dünyada sanki ben neyim

Uzak kalırsa benden ölürüm derim

Gülünce dağılır gamım kederim.

Alıştım ona sanki benden bir parça

Kızıp surat assa, ya uzak kalsa

Sarar beni ümitsiz derin bir tasa

Umurum bile değil evim ateşe yansa

Şükran HACIHANİFİOĞLU

ATASÖZÜ: Bazı anası sarımsak, babası soğan, kimseler vardır ki; bunlar biraz cemiyet içinde kendilerini görünce, ne zannederler bilir misiniz?

“Çelem aşa girer yağ oldum sanır”

“Abdal ata biner bey oldum sanır”

-gibi olurlar.

M. Oğuz GÖĞÜŞ