ŞEMSETTİN SAMİ, sözlük ve ansiklopedi alanlarındaki eserleri ile tanınmış bir Türk yazarıdır. İlk öğrenimini özel olarak tamamlayan Şemsettin Sami orta öğrenimini de Rum Gimnasyonlarında yaptı. Ve 1877’de basın hayatına atıldı.

Kamusul Alam, Şemseddin Sami’ nin tek başına düzenlediği altı ciltlik büyük bir ansiklopedidir. Türkiye’de kendi alanında tek eser olan KUMUSUL ALAM hemen hemen bütün dünyayı içine alan tarihe, coğrafyaya ve kişilere ait özel adları kısa maddeler halinde özetlemiştir.

Kamus-ul Alam’ın 6. cildinin 3232’nci sayfasında Gaziantep (Ayıntap) hakkında Şemseddin Sami aynen şöyle söyle söylemektedir:

Ayıntap, Halep vilayeti ve sancağında ve Halep’in 132 kilometre şimali garbisinde olarak 37 derece 8 dakika arzı şimal ile 35 derece 2 dakika tul-u şarkide vaki kaza merkezi bir şehir olup 43 150 ahalisi, 36 Cami-i Şerifi, 57 mescidi 21 medresesi, 1 kütüphanesi, 1 rüştiye ve 1 eytamı (Öksüzler yurdu) ile 20 ipdidaiye mektebi (İlkokul) 7 tekkesi, Amerika protestan misyonerlerinin bir cesim (büyük) mektebi, bir havrası, 13 hamamı, 31 fırını, 2299 dükkân ve mağazası 4 bedesteni, 2215 bez ve alaca ve aba tezgahı, 45 boyahane ve 6 yağhanesi, 10 masarası 1 buhar ve 11 adî değirmeni, 8 müskirat (sarhoş edici şeyler) fabrikası ve 5 sabun hanesi vardır. Halep, Urfa, Maraş ve İskenderun’la hayli işlekticareti vardır. Ebniyesi (binaları) güzel ve sokakları oldukça geniş ve temiz olup etrafı zeytinlik ve bağ ve bahçelerle muhat (çevrili) güzel bir tepenin üzerinde vaki olmakla gerek haricen ve gerekse dahilen manzarası pek güzeldir.

Şehirden 3 saatlik mesafede hüryan eden (her yandan) Sacur nehirden bir cedül şehre akıtılarak hane ve hamamlara su verilir. Kazanın fazılai mahsulatı arziyesi meyveleri ve şehirde imal olunan sahtiyan, alaca, aba, damasko taklidi döşemelik, bez, kanape, sandalye, sabun vesaire etraftaki kazalara ve Mısır ve Anadola’ya ve Avrupa’ya ihraç olunur.

Şehirde başlıca Türkçe tekellüm olunup (konuşulup) Arabî dahi bilinir. Bu şehir yeni olup Fütuh-u islamda zikir olunmuyor. Yakut-u Hamavi ‘’Ayıntap’’ ismiyle Halep ile Antakya arasında bir kala-i haşine (Müstehkem kuvvetli) olduğunu ve eskiden Dülük ismi ile maruf bulunduğunu ehemmiyetsiz bir sürette beyan ediyor.

Ayıntap kazası Halep sancağının müntehayı şimalinde vaki Cenub-u Şarkî cihetinden Münbic, cenuben elbab ve Kilis kazaları ile garban Adana vilayetiyle şimalen Maraş, şarken dahi Urfa Sancaklariyle muhat (çevrilmiş) ve mahduttur. Kaza, 8 nahiyeye ve 346 kariyeyi (köy) havi olup, 86.988 ahalisi vardır ki, bu miktarın 65.885’i müslüm, 21.046’sı cemaat-ı muhtelifeye münkasın (bölünmüş) Hıristiyan ve 856’si İsraildir. Arazisi az arızalı ve güzel tepeleri havi olup toprağı pek münbittir. Garp ve şimal cihetlerinde Adana vilayeti ve Maraş sancağı hududundaki dağların bazı etekleri, kaza dahilinde mümtedd (uzanan) olur. Bunlardan bir kaç nehir nebean (pınar suyunun kaynaması) edip bunların başlıcaları Fırat’a dökülen Sacur Halep’in içinden geçen kobuk ve Antakya garbındaki Akdeniz gölüne dökülen Afrin nehirleridir. Mahsulat-ı arıziyesi zehair-i mütenevvia (çeşitli zahireler) ile tütün, pamuk, üzüm, zeytin, vs. meyve ve sebzelerin envamdan ibarettir. Kuru üzümden hayli ihracat olur. Pamuk ipliğinden yapılan mensucatla zeytin yağı ve rakı ihracatı da ehemmiyetlidir. Derunu kazada (kaza içerisinde) başlıca ehli salip zamanlarından kalma bir kal’a harabeleri ve ziyaretgâh bazı merakıd-ı mübarekke (Mübarek kimselerin mezarları) bulunmaktadır. Kaza ahalisi lisan-ı Arabi ile mütekellim olup yalnız merkez kazada Türkçe kurtuluş olunur.