Bundan 43 yıl önce, 24 Mayıs günü Samsaktepe savaşlarında düşmanla çarpışırken şehit düşen, vatansever Karayılan’ın hatırası önünde hürmetle eğilirim. 43 yıldan beri halkımız arasında adı dillere destan olan; Gaziantep Savaşı’nda şehit düşen binlerce vatanseveri temsil eden sembollerden biri haline gelen: Karayılan hakkında şimdiye kadar bir eser yayınlanmamış olması, yıllardan beri beni çok üzerdi. 43 yıl içinde Karayılan hakkında birkaç yazı ve manzumeden başka bir şey yayınlanmamıştı. Bu yazılardan çoğuda söylentiye dayandığından tam gerçeği yansıtmıyordu.

Bilhassa köylerde oturan Türk halkı arasında ölmemiş gibi canlı yaşıyan Karayılanın gerçek hayat hikâyesini ve hayat görüşünü tesbit etmek, Gaziantep Kültür Derneği yönetim kurulunun gerçekleştirmek istediği amaçlardan biri idi. Bu ödevi: Kültür Derneğinden Mehmet Solmaz ile Hulûsi Yetkin yüklenmişlerdi. 1961 ilâ I962 yıllarında köy köy, mahalle mahalle dolaşan Mehmet Solmaz, birçok bilgiler toplamıştı. Gaziantep Savaşları konusunda yıllardan beri devamlı araştırma yapan Hulûsi Yetkin de, Mehmet Solmaz tarafından toplanan bilgileri bir araya getirmiş, bir düzene sokmuş ve böylece Karayılan hakkında ilk kitap meydana getirilmişti. Gaziantep Kültür Derneği Kitap ve Buroşür yayınları arasında 35 numara île Mart 1963 ayında satışa çıkan Karayılan eseri, Antep Türkçülüğünü dile getiren 68 sayfalık önemli bir kitap olmuştur. Bu eser, Karayılanın hayatını ve hayat görüşünü yansıtırken, gerçekte ise yirminci asır başında Gaziantep Bölgesi’nin sosyal yapısını ve davalarını dile getirmektedir.

Kitap’ın metin kısmı 24 bölüme ayrılmış. Birinci bölümde Karayılanın doğduğu Kürt Elif köyünü, nüfus kaydını öğreniyoruz. İkinci bölümde Karayılan’ın aile çevresini, kız ve erkek kardeşlerini, babasını, anasını tanıyoruz. Üçüncü bölümde Karayılanın mensup olduğu Kabalar aşireti ve Rişvan oymağı hakkında bilgi alıyoruz. Karayılanın köyünü, ailesini, aşiretini öğrendikten sonra dördüncü bölümde Karayılanın çocukluk çağını ve ne gibi şartlarda aşiret reisi olduğunu; beşinci bölümde Karayılanın askerlik hayatını ve Rus cephesinde nasıl yaralandığını öğreniyoruz. Altıncı bölümde Karayılanın askerden dönüşten sonra aşiretinin yaşadığı bölgede eşkiyaların durumunu, emniyetin olmaması sebebiyle halkın çektiği sıkıntıları, Karayılanın meşhur eşkiya Bozan ağaya karşı mücadelesini, emniyet kuvvetlerine Karayılanın nasıl yardım ettiğini ilgi ile takip ederek 1919 yılına kadar geliyoruz. 1919 yılında Türkiye’nin genel durumunu ve Gaziantep Bölgesi’nin nasıl düşman istilasına uğradığını yedinci bölümde okuyoruz. Sekizinci bölümde Karayılan aşiretinin nasıl kendiliğinden savaşa hazırlandığını öğreniyoruz. İstilacı Fransızlara Maraş - Antep karayolunu kapıyan meşhur Karabıyıklı baskınını dokuzuncu bölümde heyecanla takip ediyoruz. Karabıyıklıda esir alınan elli Fransıza Karayılan’ın nasıl davrandığını onuncu bölümde, Karabıyıklı baskınının neticelerini onbirinci bölümde, Şubat 1920 ayında Antep bölgesinde eşkiyaların durumu ile Samlı Kel Ahmet Çetesini Karayılanın nasıl yok ettiğini 12’nci bölümde öğreniyoruz. Karayılanın Antep’e gelişi ve ölünceye kadar savaşmaya yemin edişi 13. bölümde, Karayılan kuvvetlerinin Kilis - Antep karayolu savaşlarına katılışını 14. bölümde; Antep’te Şehir içi savaşlarının başlaması ve Karayılanın Bekir bey Camiinde karargah kurmasını 15. bölümde okuyoruz. 16’nci bölümde Karayılan’ın ikinci defa evlenmesi ve çocuğu hakkında bilgiler yer alıyor. 17’nci bölümde Karayılan’ın Nizip yolu savaşlarına katılışı, 18. bölümde Karayılanın Mağara başı savaşında yaptıklarını; 19’ncu bölümde Kurbanbaba savaşında bulunuşunu öğreniyoruz. 20. bölümde Karayılan’ın Samsaktepe taarruzunda şehit olmasını heyecanla takip ediyoruz. Karayılan’ın mezara nasıl gömüldüğünü 21. bölümde, Karayılan’ın silah arkadaşlarını 22 bölümde öğreniyoruz. Karayılan’ın halk üzerinde bıraktığı tesir ve yakılan Türküler 23’ncü bölümde yer almaktadır.

(Karayılan’ın hayat görüşü) başlığını taşıyan son bölümde: Karayılanın insanlık, milletler, can, ırz ve mal emniyeti, insan haklarına yapılan tecavüzler hakkında görüşleri anlatılmaktadır. Bu son bölümde Karayılanın hayatında tatbik ettiği prensipler teker teker özet olarak belirtilmektedir.

Milletimizin ender yetiştirdiği fertlerden biri olan Karayılan’ı gerçek yönleri ile bize tanıtan ve bu işi yapmak için en değerli vakitlerini maddî bir menfaat karşılığı olmadan harcıyan Mehmet Solmaz ile Hulusi Yetkine teşekkürü bir borç bilirim.

Fotoğraf: Karayılanın ebedi uykusunu uyuduğu Gaziantep’te Şıh Camiinden bir görünüş (1962)