Şakir baba, Gaziantep Kurtuluş savaşlarında yaşamış ve hattâ bu uğurda bir oğlunu da şehit verdiğini işittiğim bir hemşerimizdir. Oğlunun şehitliği yangısıyla içki ve son zamanlarda ancak ispirto da içmekle alkol tesiriyle akıl ve şuurunu da kaybetmiş derbeder bir halde gezen ve dervişlik taslıyan bir kimsedir. Kendisine, çarşı pazar ve caddelerde, Gazianteb'in her semtinde raslarım.

Ezcümle, son bir tesadüfümde, körükçülüğe dair röportaj yaparken, Şükrü Özkörükçü’nün dükkanının önüne otururken gördüm. Ben not alırken, şunu biliyor musun? Yaz, dedi. Dişleri dökülmüş, kelimeleri geveleyerek Şem’i’den, Türabiden beytler söylemeğe başladı. Daha önce söylediği: Sen Balarısıbilir misin? demişti. Ben, bilmiyorum dedim. Şem’i’yi, Türabı’ yi biliyoruz. Hatırı kırılmamak için bir kaç beyt yazdım. Hoşuma giden Balarısı için şu kıt’ayı söyledi:

Bir acayip şehir gördüm vardır bir kapısı

İçini seyreyleyenler derler kudret yapısı

Hem ahalisi güzeldir biri birinden farkı yok

İşlemez onlar günahı zikr ile meşgul hepisi

Cemil GÜÇYETMEZ (1961)