Üslûp vs. Bakımından bir çok edebî kıymetleri olan Sait Sabit’e ait mektupları Başpınarın bir kaç sayısındanberi büyük bir zevkle okumak merhum hakkında bazı hatıraların uyanmasına sebep olmuştur. Derginin 44 üncü sayısında bir fotografisini de görmekle orta boylu, sarı benizli olmasına rağmen son yıllarda alkolleşerek kızarmış siması hatıramda canlanmaktadır. O, karakter itibarile halûk, mütevazı, beşuş çehreli, seciyeli bir insandı. Kendisini memlekette tanımayan yok gibidir. Çünkü sırasına göre herkesle tanışır; fakat emsali ve daha büyükleri olan kimselerle sevişir ve arkadaşlık ederdi. Arikadaşları arasında daha ziyade samimî ve lâübali olanları mektuplarındaki isimlerinden anlaşılır. Sait Sabit ciddî bir insan olmakla beraber konuşurken daima mütebessüm duran çehresile meclis âra, lâtifegû, bazan muzipliği de çok sever bir zat idi. Mumaileyh son ömrünü dâva vekilliği yapmakla geçirmiştir. Yüksek bir tahsil de görmüş olsaydı, o yüksek kabiliyet ve zekasile yurda büyük hizmetlerde bulunabilecek istidatta idi. Fakat böyle yarım kalmış denecek kıymet ve kabiliyetlere acımamak mümkün değildir. Hele geçirdiği muztarip hayatı o mektuplardan da biraz anlaşılır. Sait Sabiti, hayatta umduğunu hakkile tatmadan aramızdan üful edip gitmiş büyük bir kıymet olarak ifade edebiliriz.

Sait Sabit esasen medrese tahsili görmüş olmakla beraber, kuvvetli bir kalem sahibi, edip, münevver bir şahsiyettir. Yazılarında selis bir ifade, yüksek bir üslüp kendini gösterir; aynı zamanda bir çok nükteler, teşbihler istiareler, mecazlar görülür. Sait Sabit zaman zaman şiir de yazardı. Bir akşam bana, iki beyitlik bir şiirini not ettirmişti. Kendisi aynı zamanda müziği pek sever ve hattâ makamâşina olup müzikten iyi anlar bir arkadaşıma bu şiirini tango usulünde bestelettirdiğini anlatmıştı. Bu şiirini aşağıya not ediyorum.

Deli rüzgâr çılgın rüzgar,

Uyuyorsa daha, uyar.

Git zülfünü et tarümar,

Güller açsın yanağında.

Benim gibi bi karar mı?

Âşıkını hiç arar mı?

Dikkat eyle bir sır var mı

Şafak rengi dudağında?..

Sait Sabit