Üçüncü Mustafa, on sekizinci yüz yılın ikinci yansında saltanat süren bir Osmanlı padişahıdır. Babası üçüncü Ahmet, anası Mihrişah Emine Sultan’dır.

Üçüncü Mustafa Edirne’de doğdu. Babasının 1730 da halinden sonra amcazadeleri Birinci Mahmut ve Üçüncü Osman zamanlarında kafes hayatı yaşadı. 1757 de tahta çıktığı sırada yaşı kırkı geçmişti.

Yenilik taraftarı olan ve bu konu üzerinde bir hayli emek veren Üçüncü Mustafa bazı eski fikirlere çok bağlı bulunuyor, müneccimlere büyük bir saygı gösteriyordu. Müneccimlerle sıkı fıkı idi. Her iş de onlara, danışır, bu adamların gelecek hakkında doğru fikirler verdiklerine inanırdı. Kanaatine göre Avrupa’daki büyük değişiklikler, sanatlarında mahir müneccimlerin, yıldızların hareketlerine bakarak, gelecekteki olayları anlamalarından ileri geliyordu. Bundan ötürü Prusya kralı Büyük Frederik’den, kendisine değerli müneccimler göndermesini rica etmiş, Frederik’den önemli bir karşılık almıştı. Yedi sene harplerinin kahramanı, Osmanlı. padişahının isteğine üç nasihatle cevap vermiş ve:

Hazînesini daima dolu bulundurmasını,

Barış zamanında ordusunu çok iyi talim ve terbiye ederek yetiştirmesini, Daima tarih okumasını tavsiye eylemişti.

Üçüncü Mustafa’nın kadınları arasında Adilşah, Mihrişah ve Aynihayat en belli başlıcalarıdır. Padişah, gebe kadınlarının doğurma zamanını bekler, doğumun uğurlu bir' vakte rastlanmasına dikkat eder, buna çok önem verirdi. Bunun için müneccimlere baş vurulur, hesaplar, kitaplar yapılır; böylece kutlu bir gün, bir saat araştırılırdı. Padişahla kadınlarından biri gebe ise kendisine elden gelen ihtimam gösterilir, İstanbul’da top atılmaması için hükümler çıkarılır, hatta Marmara yolu ile İstanbul’a gelen gemilerin Topkapı sarayı açıklarında top atmaları kısa bir zaman için yasak edilirdi.

Doğum için önemli hazırlıklar yapılırdı. Otuz, kırk gün önce, tedarüklü bulunmaları için çarşı ve pazar kethüdalarına emirler verilir, ileride yapılacak şenlikler için lüzum'u eşyayı şimdiden temin eylemeleri ve saklamaları tebliğ olunurdu. İlgili olan herkes haberdar edilir, şenlikler ve merasim için yeter derecede hazırlanmaları bildirilirdi. Doğumlar hemen daima merak ve endişe ile beklenilir; bir Sultan veya şehzadenin dünyaya gelişi derhal sadrazama müjdelenir, şenlik ferman olunurdu. Şehir başdan başa donatılır, çeşitli yerlerden toplar atılır, geceleri Topkapı sarayı ile sadrazamın, vezirlerin, ileri gelen devlet memurlarının saray ve konakları kandillerle süslenirdi. Bu arada birçok eğlenceler tertip olunur, halk günlerce zevk ve neşe içinde yaşardı.

Üçüncü Mustafa’nın çocukları Hibetullah Sultan, Şah sultan, Üçüncü selim, Mihrimah Sultan (1762-1768), Beyhan Sultan, Şehzade Mehmet ve Hatice Sultan’dır. Bunlardan Hibetullah Sultan, Üçüncü Mustafa’nın ilk çocuğudur. Dünyaya gelişi günlerce süren şenliklerle tesit olundu. Henüz yaşına varmadan vezir Hamza Paşa ile nişanlandı. Ama Sultan çok yaşamadı, dört yaşını doldurmadan 1761 de vefat etti.

Şah Sultan 1174 (1760) yılı ramazan ayının on beşinci gecesi dünyaya geldi. Bu sırada sedaret evkiinde Koca Ragıp Paşa bulu­nuyor, paşa doğum haberini sabırsızlıkla bekliyordu. Şah Sultan’ın doğumu haberi ertesi günü resmen her tarafa bildirildi. Fakat bütün şenlikler ramazan ayı hürmetine geri bırakıldı. Ve bayramın ikinci günü için şenlik ferman, ilgili olanların şimdiden hazırlık görmeleri tembih olundu.

Ramazan bayramının ikinci günü şenliklere başlandı. Her yer, evler, dükkânlar, sokaklar tamamen donandı. Bir çok yerler kandillerle süslendi. Bilhassa Topkapı sarayı önemli bir şekilde tezyin ederek hesapsız eğlencelere sahne oldu. İstanbul günlerce türlü eğlencelerle vakit geçirdi. Küçük Sultan’ın doğumu şerefine yapılan bu eğlenceler zamanın şairlerini de coştur­muş, harekete getirmişti. Bu sebepten kasideler yazılıyor, tarihler düşürülüyor ve:

“Şah Saltan tali’ oldu müjde nesl-i şahdan.”

Tarih mısra’ı ile Üçüncü Mustafa'nın yeni çocuğu alkışlanıyordu.

Padişahın sevincine son yoktu. Halbuki bu sırada ileri gelen bazı şahsiyetler, birçok aile reisleri menfalarda sürünüyor, İstanbul’a gelebilmek için bir emir, bir fırsat gözlüyorlardı. Üçüncü Mustafa Şah Sultan’ın doğumu şerefine bazılarını affetti.

Şah Sultan Topkapı sarayında yaşıyor, gün geçtikçe biraz daha büyüyordu. Padişahın ilk çocuğu Hibetullah Sultan vefat etmişti. Bu itibarla Şah Sultan, bütün sarayın sevdiği ve düşündüğü bir sima idi.

Küçük Sultan, üç yaşını henüz doldurmuştu ki, üçüncü Mustafa bu kızını da yaşına başına bakmadan nişanlamak sevdasına düştü. Esasen daha önce bir yaşına bile varmayan kızı Hibetullah Sultan’ın vezir Hamza Paşa ile namzetliğini ilân etmiş, Hamza Paşa mükellef nişan hediyeleri hazırlayarak saraya yollamış, büyük masraflara girmişti.

Padişah, üç yaşındaki kızına sadrazamı münasip gördü. 1763 yılında Sadrazam Mustafa Paşa ile Şah Sultan resmen nişanlandılar. Paşaya mükellef bir damatlık hilafeti giydirildi, nişan için gerekli eşya ve hediyeleri hazırlaması emrolundu. Mustafa Paşa nişanlısı için birçok kıymetli eşya ve mücevherler hazırladı. Bunlar arasında gümüş bir nahil bir hayli çiçek ve şekerlemeler göze çarpıyordu. Hediyeler vezir ağalarının ellerinde saygı ile taşınarak Topkapı sarayına götürülmüş, padişaha takdim olunmuştur.

Mustafa Paşa, Çorlulu Ali Paşa’nın kethüdalığından çıkma Abdurrahman Paşa’nın oğlu idi. Birinci Mahmut, Üçüncü Osman ve Üçüncü Mustafa zamanlarında birkaç defa sedaret mevkiinde bulundu. Ve Şah Sultan ile nişanlandıktan bir müddet sonra 1764'te sedaretten azledilerek Midilli’ye sürüldü ve kısa bir zaman sonra orada idam olundu. Şah Sultan’ın belki yüzünü bile görmediği ve bilmediği babası yerindeki ilk nişanlısının akıbeti bu oldu.

(Arkası var)