MÜZİK HAYATI

Millî musikimiz memleketimizdeki Halk musikisi ile Garp musikisinin imtizacından doğacaktır.”

Ziya GÖKALP

Akşamın saat 20 sularında tesadüfen Vakıf İş Hanı’nın önünden geçen birisi, duyduğu bir müzik sesiyle duraladı. Bir yerde Hendelshon’un Bir Yaz Gecesi rüyası çalınıyordu. İş Hanı’nın hemen altında bulunan bir mağazanın vitrinine yaklaştı. Seyreder gibi yaparak daha çok kulak kabarttı. Halinden batı müziğine aşina birisi olduğu anlaşılıyordu. Başını kaldırıp sesin geldiği yöne baktı. Radyo düğmelerinin çok sesli müziğe sık sık kapatıldığı bir şehirde bu devamlı yayın, hem hayretini hem sevincini uyandırdı. Binanın ikinci katındaki köşeden, iki odada ışık yanıyordu. Balkonda ise bir tabela asılı idi: “Avukat Şefik Kargıner”

Belki yarınki davalarına dalmış radyosu açık kalmıştır, diye düşündü. Belki o da kendisi gibi müzik severdi.

Adam, müziğin tatlı tesiri altında bu düşüncelerle oradan uzaklaştı.

Halbuki Avukat yazıhanesinden ne radyo açık bırakılmıştır ne de Hendelshon’un Bir Yaz Gecesi Rüyasını dinleyen bir kişi bulunuyordu. İçerde 25 kişilik bir dinleyici topluluğu vardı. Bu Gaziantep Filarmoni Derneğinin ikinci pilâk konseri idi. Derneğin enteresan kuruluş hikâyesi vardı. Öğünülecek bir husus olarak yetiştirdiği aydınları sinesinde tutmasını bilen Gaziantep’de Batı müziği meraklıları yok değildi. Bunlar sırf şahsî teşebbüsleriyle Avrupa ve Amerikadan yüksek kaliteli klâsik müzik plâkları getirtiyor, plâklar arasında gerek virtüöz, gerekse orkestra şefleri bakımından çok nadir ele geçenlerinde bulunduğu oluyordu.

Bu nadide plaklar Doktor Necdet Karslıgil ve Doktor Haluk Battalgazi gibi cömert sahiplerinin nazik müsaadeleriyle dostlar arasında ve aile toplantılarında dinleniyor büyük ilgi topluyordu.

Bu ilgi ters tahminlere rağmen o derece sürekli ve içden olduki dernek haline gelme fikri kendiliğinden doğup olgunlaştı.

Bir Avukat arkadaş dernek merkezi ve konser salonu olarak kendi bürosunu teklif ediyor, bir başkası plâklarını çalınmak üzere her zaman emre amade tutacağını bildiriyor, bir öğretmen arkadaş pikabını, bir diğeri radyosunu bu iş için seve seve vereceğini açıklıyordu.

Bu içden gelen ilgi üzerine aralarında beş öğretmen ve iki doktorla bir avukat bulunan 8 kişilik bir kurucu heyet derhal teşebbüse geçiyor her şeyden önce derneğin tüzüğünü hazırlıyorlardı. Derneğin amaçlar: Çok sesli müziği milli ve milletler arası örnekleriyle sevdirmek ve tanıtmak şeklinde ifade ediliyor. Ve tüzüğün vilâyet makamına takdiminden sonra topluluk, Gaziantep Filarmoni Derneği adıyla, resmen yürürlüğe giriyordu.

Dernek elindeki imkânlarıyla 15 günde bir izahlı plâk konserleri tertipliyecek, konservatuvar kuruluşu bulunan Ankara ve İstanbul gibi büyük şehirlerden sanatçılar davet ederek Gaziantep’in Kültür Hayatına çok sesli müzik yönünden elinden geldiği kadar yardım edecektir.

Nadir GÜL