Hasır kelimesi Arapça’dır. Gaziantep’te yemenciler ve demircilerin bulunduğu sahanın bir pasajında külekçiler ve hasırcılar görülür. Otuz sene kadar önceleri sekiz, on kadar dükkânı olan hasırcılar görülür. Otuz sene kadar önceleri sekiz, on kadar dükkânı olan hasırcılar çarşısında, bu gün üç hasıncı dükkan bulunmaktadır. Hasırcılık tarihe karışmak üzeredir. Çünkü, yaptıkları başlıca eşya olan zenbil yerine, bu gün lastikten yapılan bol miktarda zenbil mevcuttur. Hasır, rutubet çekici olduğundan, hasırın yerini mu..amba ve kilim almaktadır. Bir de gübre ve emsali rüsubu (üzüm çekirdek ve kabukları gibi) tortuları beygir üzerinde taşımak işin (silece) denilen bir nevi hasır çuval veya kap yerine bugün kıldan yapılmış çuvallar daha çok iş görmektedir.

Hasırcılık, el ile yapılan basit ve kaba bir örgü işi olup öteden beri bu zanaatı, daha ziyade gözce veya bacağından malûl kimseler yaprdı. Dükkânına vardığım ihtiyar hasırcının bacağının Gaziantep Kurtuluş savaşında malûl olduğunu sonradan öğrenmiş bulunuyorum. Elinde örmekte olduğu bir zenbil olup 12-15 santim kadar uzunlukta bir iğne (İp geçirilecek bir gözü olan çuvaldızımzı bir iğne veya biz) ile çalışıyordu. Bir silece üzerinde yine ihtiyar ve gözlerinden malûl bir zat, bir kenarda oturuyordu. Hasırcılık hakkında bir, iki sual soracağımı söyledim. Peki buyur, sor, yaz dedi ve yerini bana vererek çarşıya doğru gitti. İşçi ile yalnız kaldık. Mehmet Zenbilci adındaki bu zatın işçi olduğunu, bir de ara sıra uğrayıp işi kontrol eden ustası bulunduğunu öğrendim. Mehmet Zenbilci: Ben üç, dört yaşlarında iken babam hasırcılık yaparken beni buraya koydu. Babamla bu dükkânda çalışmakta idim. Şimdi altmış beş yaşındayım. Altmış senedir hasırcılık ederim. Bir gün çalışmazsam aç kalırız, dedi. Sordum:

- Bu yaptığınız işler sazdan mı yapılıyor?

- Hayır, bu saz değil, berdi. Kamışlık yerlerde, bataklıkta yetişir. İki türlü berdi var: yassı berdi, semerci berdisi. Yassı berdi daha iyi. Üç köşeli olur. Yassı berdiyi tedarik etmek güç olduğundan şimbdi bu yaptıklarım semerci berdesindendir.

- Bu berdileri nereden tedarik edersiniz?

- Berdi asasen Maraş’tan ve civarından gelirdi. Oralarda berdi yetişen büyük bir su vardı. Şimdi oraya benzin dökülüp yakılarak kurutuldu.

- Şimdi nereden tedarik ediyorsunuz?

- Bu berdileri şimdi Antakya’dan tedarik ediyoruz.

- Berdiden neler yapıyorsunuz?

- Zenbiller, silece ve hasır yaparız. Fakat, hasırı şimdi kadınlar evlerde yapıyorlar. Şimdi, erkeklerden yapan yok.

Bir zenbil yapılırken iş ayrı ayrı ellerden geçer. Zenbilin taban kısım, çevresi, aralarındaki ip örgülerinin dikişi. En sonunda dikişini işlediğimiz ipten geçer (iki kattan örülmüş örmeye ip deniyor.) Bunlarla iskemlelerin ve sandalyelerin yüzü de örülür.

- Daha başka neler yaparsınız?

- Berdiden yapılan her işi yaparız. Meselâ, demin birisi geldi, yoğurt için ağızlık istedi, yaptık, işte duruyor, dedi.

Röportaj: Cemil GÜÇYETMEZ