(Sayfa 6'dan Devam)

Türkiyeliler Sigara, pekmez, zeytinyağı, tahta kaşık, pamuklu basma, fıstık, tahta külek Suriye’den gelen akrabalarına hediye ederler. Suriyeli akrabaları ise, hurma, naylon çorap, mintanlık kumaş, kadın entariliği, çay, kahve, dolma kalem gibi eşya verirler. O günler orası ana baba günü olur. Tel örgülerinin gerisinden birbirlerini köyü adıyla çağıranlar gırla gider. Hele yakınlarının öldüğünü, gelmediğini duyanlar malul mahzun olurlar.

Bu arada fırsatını bulanlar Türkiye’ye bir kısımları ise birkaç gün için Suriye’deki akrabalarını kaçak olarak ziyarete giderler. Dönüşte ise çam sakızı çoban armağanı bir şeyler getirirler. Böyle bir mahşeri kalabalık olduğunda aralarına katiller, hırsızlar hasılı kötü niyetli birçok kişiler katılabilir. İşin en orjinalı bazı bayramlarda kızlarını değiştirenler idi. Yani Suriyeli kızını giydirir Türkiye hududuna getirir. Türkiyeli akrabası ise onlarda kızlarını giydirir kuşatır sınıra getirir. O kızını Suriyeli akrabalarına teslim eder, Suriyeli akrabalar ise kızlarını Türkiyeli akrabalara teslim eder. Kısaca bunun adına hudut köyleri değişik derler. Değişik olan kızlar ise bir sene sonra dinî bayramda ebeveynlerini sınırda ziyarete gelirler. Bu defa kızın kucağında birerde çocuk var. Her iki tarafta birer nüfus artmıştır. Onun için Suriye sınır köyleri dini bayramların gelmesini bir an önce istiyorlar. Çünkü ziyaretler yılda iki defa oluyor bu ziyaretler her iki tarafı da hem üzüyor hem sevindiriyor.

KÖTÜ İŞLER KARARGÂHI OLAN YERLER VE HALEP

Halep’te Osmanlı eserlerinden yüzlerce cami, okul, çeşme, mescit, vardır. İnsan uzaktan bakınca kendini bir Türk şehrinde zannediyor. Zarfı mazrufuna uymayan bir şehirdir. Yahudi ise yok denecek bir haldedir. Türk ise hatırı sayılır bir çokluktadır. Garajlar şehir dışına alınmıştır. Trafik cezaları ağırdır. Şoför ve sürücüler trafikçilerden çok korkmaktadırlar. Suç işleyence cezalar çok ağırdır Ehliyet kolaylıkla alınmaktadır. Yollarda sık sık trafik ve jandarma kontrolü yapılmaktadır. Jandarmalar bilhassa atlıdır. Köylerde aniden karşımıza çıkmakta hem trafik, hem kaçak kontrolü yapmaktadır. Nüfus hüviyet cüzdanıda sormakta ve yolcuları baştan aşağı süzmektedir.

SURİYE’DE TÜRK PARASI BOLLUĞU VE ALTIN

Suriye’nin Türkiye’de parasına pek rastlanmaz. Olsa da pek işe yaramaz. Halbuki Suriye’de hangi müesseseye varırsanız varınız muhakkak o müessesede Türk parasına rastlarsınız. Bilhassa kağıt paralara. Bir Türk lirası Suriye’de 33 Suriye kuruşuna eşittir. Kendi kağıt paraları parça parça olduğu halde hâlâ tedavüldedir. Cüzdana filân pek koyan yoktur. Sanki cebine fındık fıstık dolduruyor. Türk paralarının Suriye’de bu kadar bol olmasına sebep kaçakçıların bu işte rol oynamalarıdır. Altın ise Suriyede, Lübnan’da Türkiye’ye nazaran daha ucuzdur.

Bir vakitler Suriye’den Türkiye’ye bol miktarda altın çubuğu (çelik) gelirdi. Bilhassa 1945-1950 yılları arasında gümrüklerde müsadere edilen kaçakçı altınlarının üzerinde çekiç orak resmi vardı. Bu altınlardardan da anlaşılacağı üzere Rus mamülâtı idi. Yine aynı yıllarda bir çok radyo tamircisi arızalı radyoların iç kısımlarına altın çabuğu koyarak İstanbul’a postalarlardı. Güya radyo İstanbul’a tamire gidiyormuş. Tabii bir kaç defa İstanbul’a postalama devam ettikçe adamların servetide artmağa başlıyor. Yakalansa dahi kıymeti yok. Vurgunu vuruyor. Gerisi mevlam kerimdir. İsviçre’de ise daha ekstrası yapılıyor. İtalya ile kendi aralarında olan göl varmış. İsviçrede altın kaçakçıları özel olarak yaptırdıkları cep deniz altısı ile altın kaçakçılığı yapıyorlarmış. Hatta bazı araçların dış kısmına altından mamul yapıyorlar. Yalnız yüzüne boya çalıyorlar. Suriyede ise çeşitli yollarla kaçakçılık yapıyorlar. Ben Suriye’de iken birçok Türkiyeli kaçakçı ile tanıştım. Hatta bir tanesi ise geçenlerde benim misafir kaldığım yerlerde kendisi de misafir kalmış. Köylerin sosyal durumunda bir değişiklik yok. Osmanlılar gününde gibi yaşayıp duruyorlar. İstikballerinden endişelidirler. Memleketlerini kim işgal ederse etsin kendileri için ifrat derecede tolerans ile karşılayacaklardır, bilhassa şimdiki rejimden memnun olmayanlar. Bir kısımları ise şu bu devlete ilticayı düşünüyorlar. İsrail’in Suriyeyi işgali halk üzerinde pek fazla tesir etmiyeceğe benziyor. Ağam paşam şeklinde kabul edeceklere benziyor. Hükümet halkın dikkatini dış meselelere çekmek için sık sık İsrail ve Hatay meselesini ileri sürer. Bazan bir hafta ateşli mitingler devam eder Bazanda kendi kendilerine gelin güveği olurlar. Bir kaç gün sonrada sabun köpüğü gibi inerler. Tekrar ihtilâl havası memleket semalarını kaplar. Bir başka gün bir başka ihtilal takip eder. Araplarda şöyle bir söz çok meşhurdur: “Anlaşma için toplandık, anlaşmamak için dağıldık” Halk anlaşmalara, konuşmalara da pek fazla kıymet vermiyor. İmzalanan her şeyin ömürsüz olacağına inanıyor, gün doğmadan neler doğacağını ümit ediyor.

TÜRKİYELİ SUÇLULARIN BULUNDUĞU MEMLEKETLER

Türkiyeli bir çok suçlu ve katil halâ Surîye’nin muhtelif köy, kasaba, şehirlerinde ikamet etmektedirler. Bir kısımları aileleri, çocukları ile birlikte oturmaktadırlar. Türkiye’den gelen kaçakçılarla hısım akrabalarına mektup göndermekte, haber almaktadırlar. Türkiye’de arasıra çıkan aftan istifade ettiği vakit geri yurda dönmektedir. Vatan hasreti yüreğine işlemiştir ama, suçlu olduğu için kanunun pençesinden korkmaktadır. Çokları suç işledikleri vakit genç imişler. Şimdi ise ihtiyar olmuşlardır. Bir kısımları ise Türkçeyi unutur bir hale gelmişlerdir. Bir arap kadını ile evlenmişlerdir. Doğan çocuklar hem Türkiyeli hem Suriyeli hem arap, hem Türk sayılmakta iki devlettede akrabaları bulunmaktadır.

Türkçenin (T) sini bile öğrenememektedir. Örf ve adetler ise tamamen arapların tesiri altında kalmaktadır. Türkiye hayalinde bir kahraman memleket olarak kalmaktadır, Babasının sık sık anlattığı Türkiye anıları ile büyüyüp teselli olmaktadır. Baba ise her geçen yıl biraz daha yaşlanınca Türkiye ye ait hasreti daha fazla artmaktadır. Çünkü mezarının bile Suriye’de olmasına gönlü razı olmamaktadır Bir çok suçlu geçmişte işledikleri suçtan dolayı çok pişmandırlar. Hatta suçlarını acı acı anlatırken bazanda gözlerinden yaş taneleri sakal ve bıyıklarını sulamaktadır.

Mehmet SOLMAZ

(Devamı var)