Hasret ateşine beni sen yaktın;
Sen de benim gibi yanasın kömür!.
Yemek mangalımı öksüz bıraktın;
Dağlarda buz gibi donasın kömür!.
Binesin bir zayıf merkep sırtına;
Yollarda çevire seni fırtına;
Yıkılıp düşesin semer altına;
Çamurlu sularda yunasın kömür; ([1])
Yaz geçti yüzüme bakmadın dersin;
Şimdi o günlerin öcün güdersin;
Allah züğürdün belâsın versin;
Suçum bağışlarsan onasın kömür!,..
Geceleri çıktım yolun kesmeye;
Her seher başladı poyraz esmeye;
Benzersin bir kara gözlü yosmaya;
ipek mendillere konasın kömür!..
Gel etme bu kadar naz-ü- edayı!
Ormanlar şahısın hey kabadayı!
Kul ettin kapuna bayı, gedayı;
Kurbanım boyuna sunasın kömür!,..
Sözüm kâr etmedi dostum (Fırat)a
Doğdurdu güneşi o, yata, yata;
Asma ^ubuğile çıkar (şubat) a;
Sana yalvarırını (dona) sın kömür!..
Hak ettin (Zeki) den yanık destanı;
Darılma sen bana bu işten yanı;
Çekerim başıma kaim yorganı;
Varsın eller beni kınasın kömür!.. ([2])
Zeki SAVCI
([1])Antepliler yıkandım yerine yundum kullanırlar.
([2])Kınamak: Anfepte tayip etmek yerinde kullanılır