Prof. Cahit Tanyol başkanlığında bir heyetle, 17. Eylül. 1962 günü, Valiliğin bir arazi arabası ile Gazianteptep’tep hareketle Nizip Belkıs yolu üzerinde, Fırat nehrini takiben Yavuzeli ilçe sınırı civarında bulunan, Nizip ilçesine bağlı Kamışlı köyüne geldik. Yol, güzel manzaralı ise de çok bozuk ve tozlu idi. Kamışlı yolu üzerinda bulunan çekirdeksiz nar, incir, fıstık, Ceviz ağaçları ilgi çekici idi. Roma mezarları, mağaralar, bilhassa bir dağ tepesindeki astımlara faydalı olan ve her sene belli günde bir Türkmen aşiretinin ceylan kesip tören yaptığı Damla taş mağarası ilginçti. Kamışlı Köyüne Roma mezarlarının bulunduğu bir yerden girdik. Köylüler mağaralarda hayvanları ile birlikte oturmakta idiler. Köylülerin tarım haricindeki gelirlerini kilim (Cicim), Sili ve halıcılık teşkil ediyor. Sularını Fırattan alıp yamaçta bulunan köylerine taşımaktadırlar. Halkı Türkmendir. Şehirlerle teması çok zayıftır. Nizip’i dahi görmüyen yaşlı köylülere rasladık. Yolu çok bozuk olan, arızalı bir arazide bulunan Kamışlı köyüne seçim ve nüfus sayımı haricende gitmiş olan, pek nadir şehirli kafilesinden birininde biz olduğumuzu köylüler söylediler. Fotoğraf makinesini tanımadıklarından fotoğraf çekmemiz çok kolay oldu. Halılar çok mükemmel ve ucuzdu. İstanbul Üniversitesi Sosyoloji enstitüsü için birçok bilgi ve fotoğraflarla araştırma yaptıktan sonra bölgemizin bu orijinal köyünden ayrıldık.

Fotoğraf: Kamışlı Köyünde bulgur çeken bir köylü kadını (Fotoğraf: H. Uğurol Barlas)