Cemil Alevli’yi isim olarak çok kimsenin tanıdığını sanırım. Fakat yakından tanıyan kimselerin de çok az olduğu kanısındayım.

Müşekkel bir erkek güzeli olduğu için uzaktan mağrur, kibirli ve herkese tepeden bakan bir insan intibanı verirdi. Ama yakınma gelince, görünüşünün tam aksine mütevazi, hürmetkar, insanlık vasıfları tam, gözü gönlü bol, memleketsever, sosyal adalet duyguları yerinde, uzak görüşlü, kelimenin tam anlamile “efendi” eski deyimle “insanı kâmil” bir kimse idi.

Üç yıldır birlikte çalıştığımız Kolej yönetim kurulunda, çalışkanlığı ve yönetim tarzı her geçen gün biraz daha hayranlığımızı artırırdı. Yönetim kurulunda konuşulan konularda alınan kararlar ittifakla olurdu. Çünkü kurulda görüşülecek meseleler daha önceden etraflıca hazırlanmış olarak gelirdi.

Kolej açma ve yaşatma derneği idare kurulunda 15 üye vardır. Bu üyeler içinde hemen her partiye mensup kimseler bulunur. Sayın Cemil Alevli’nin dirayetli yönetimi sayesinde olumsuz hiçbir tartışma olmamıştır. Her konu konuşulurken herkes fikrini açıkça söyler. Gayet nazik tartışmalar sonunda o konu hakkında fikir birliğine varılmamışsa Alevli oya başvurmaz. Hemen o konuyu ustalıkla kapatır ve daha sonraki toplantılara bırakır. Bu zaman içinde şahsi temaslar ile illa fikir birliğini sağlar ve karar ittifakla çıkardı.

Mazbut bir aile reisi idi. Disiplinli bir iş adamı idi. Nefsine olduğu kadar başkalarınada son derece saygılı, terbiyeli, hiç kimsenin aleyhinde konuşmaz, ağzından fena sayılacak bir kelime çıkmaz, beşeri zaaflardan kendini kurtarmış fazilet sahibi bir kimse idi.

Koleji geliştirmek, iyi öğrenci yetiştirmek, örnek bir okul yapmak ve sonunda bir üniversite haline getirmek baş hedefi idi. Maddi, manevi gücü ile hep buna çalışırdı.

Kolej deyip geçmiyelim. Bir koleji kurup geliştirmek ve onu idare etmek, dışarıdan göründüğü gibi basit bir iş değildir. Sayın Cemil Alevli mübalağasız günde 12-15 saatine bu işe verirdi. Sözde idare kurulu haftada bir gün toplanırdı. Bu toplantı 4-5 saatten eksik sürmezdi. Fakat her toplantıdan sonra arkadaşlara vazifeler verir ve verdiği vazifenin yapılıp yapılmadığını sıkı ve devamlı takip eder illa olumlu sonuç alırdı.

Koleje masraf yaparken çok dikkatli idi. Her zaman şu sözü söylerdi: “her yerde bir lira yüz kuruş yerine harcanır, fakat bizim kolejin bir lirasını biz iki yüz kuruş yerine harcamak mecburiyetindeyiz.” der ve gerçekten böyle yapardı. Bir misal olmak üzere söyleyeyim: Şimdiki kolej binasının aynisi devlete iki buçuk milyon liraya mal oluyor. Cemil Alevli bunu 800 bin liraya çıkardı. Yine kendi deyimi ile: “Kolejin yüksek menfaati mevzuu bahis olunca akan sular durur...”

Ölmezden bir dakika önce de senatör İbrahim Tevfik Kutlar’la evindeki konuşmada son sözü “Ne olursa olsun İbrahim bey koleji yaşatacağız…” olmuştur.

Ali İhsan Gereççi arkadaşımız anlattı: daha bir hafta önce kendisi ile yaptığım özel bir konuşma sırasında “Kolej hayatımda ilk ve son aşkımdır” demişti.

Sayın Cemil Alevli’nin bir özelliği de Gaziantep’e iki ilkokul ve bir kolej yaptığı halde hiç birisine ismini vermemiştir. Kolejin çok büyük maddi yükünü çektiği halde bütün gayesi bu müessesenin Gazianteplilerin tümüne mal olmasını ister, “halkın sahip çıkmadığı bir müessese yaşamaz” derdi.

Sağlığında maddi bütün mutluluklara erişmiş bir kimse idi. Muhteşem cenaze merasiminde gördük ki, Manevi mutluluğun da her faniye nasip olmayacak mertebesine erişmiştir. Hele kolejde yapılan merasim gerçekten görülmeğe değerdi. Kolej müdiresinin o kadar teessür içinde yaptığı içli, irtibatlı ve kısa cümlelerle Cemil Alevli’yi anlatışı şaheserdi. Sevgilli öğrencilerinin seslenişleri, Milli eğitim müdürlüğü adına yapılan konuşma milli eğitim camiasının büyük takdirlerinin ifadesi idi.

Sayın Cemil Alevlinin yerini doldurmak gerçekten zordur. Fakat edindiğimiz intiba odur ki, yetiştirdiği güzide evlatları ve evladı kadar sevdiği ve inandığı damadı sayın Celâl Ersoy sayesinde bu boşluğun dolması güç olmıyacaktır. Aziz ölü bu bakımdan ebedi uykusunda müsterih uyuyabilir. Tanrının rahmeti üstüne olsun.