İki kardeş vardı ana, Baba bir
Birisi fakirdi, birisi emir.
Zengini sultana hizmet ederdi;
Fakirse dağlarda koyun güderdi..
Yoksuldu zahiren, gerçekte zengin,
Denize benzerdi gönlü, pek engin.
Gözünde bir pula değmezdi dünya;
Cihanın ziyneti rüyaydı rüya.. '
Kardeşin zengini düşündü bunu;
Sultana kul yapmak istedi onu;'
Gel, dedi, hizmet et, yazıl. kapıya;
Eli boş dönmemiş gelen tapuya
Keremi, nimeti boldur bu şahın;
Yücedir kapısı yüce dergâhın-
Sırmalı kaftanlar giyer, gezersin,
Baklava çiğnersin, fıstık ezersin...
Fakir kardeş, hemen karşılık verdi:
Alın teri döküp çalışmak iyi,
Aslana uymalı, bırak tilkiyi.
Sen de gel yük taşı, çalışmaya bak;
O zaman olacak yüzümüz pek ak.
Zilletten kurtulur rahat edersin,
Nereyi istersen oraya gidersin...
Hekimler ne güzel demişler bakın;
İnsana hem akıl, hem fikir yakın:
Esirler, gerçekte taşımaz değer;
İsterse verilsin bin altın kemer.
Ziya GÜNER