“Ölmek yaşamaktır”

Ölüm, hayatın başlangıcı.. Hayatın sonu.. Hayatın bir dinlenme çağıdır.. derler. Bence her üçü de doğrudur. Yalnız aynı fikrin başka başka ifadesi..

Zaten hangi olgu vardır ki bu üçten uzak kalsın! Hayat, bir değişiklik demek olduğuna göre Ölüm bizi bu değişikliğe götüren bir köprü değil midir?. Öyle bir köprü ki başında bir hayatın sonu, ucunda ise yeni bir hayatın başlangıcı vardır. Bu köprü bir dinlenme noktası, bir durak ve bir geçittir.

Ölüm, bize her şeyden yakındır, ölümü hazırlayan nice nice sebepler vardır ki bize bidayette gülünç görünürler. Fakat gafillece uzak görüleni yakınlaştırmakla önem kazanırlar. Ölüm, en ehemmiyetsiz bahanelerle gelebilen bir en yakınımızdır. Bir Tanrı misafiridir.

“Beşer her an tiyri kazayâ nişanedir.”

Nemize böbürlenmeliyiz? Ölüm bize her şeyden yakindır. Fakat niçin korkmalı? Ölüm, bizi yeni bir hayata ulaştıran bir köprü, yepyeni bir hayata açılan bir pencere olduktan sonra...

Yazan: Ziya GÜNER