KÜÇÜK BALIK

Yavru balık dünyayı yeni görüyordu. Tecrübesizdi. Karşıdan bir anaç balık çıktı. Küçüğe: “Seni gezdireyim, başka yerler görür, çeşit çeşit yosunlar koklarsın; istersen binbir renkli su çiçeklerinin, kıymetli su taşlarının dibinde uyuklarız., dedi. Öteki bu söze aldandı. Küçük arkadaşlarından ayrıldı.

Yalandan dostlar seyahata çıktılar. Önlerine bir siyah taş yığını çıktı. Buna dikkatle baktılar, iri balık küçüğe bir mağara göstereceğini söyledi, Küçük önde, büyük arkada.. Yaş kovuğuna girdiler,.

İki ahbap burada yapayalnızdı.. Yaşlı balık kıpırdamadan ağzını açtı, ve yavaşça: “küçüğüm, şuracığa gir! Bak ne var? gördüğünü sonra bana anlatırsın?,, dedi.

Küçük abdal bir saniye bile düşünmeden bu küçük, sıcak deliğe aktı. Kendini, gittikçe sıkan dar ve havasız bir yerde buldu.

“Büyük balık küçük balığı yuttu.,,

Ziya GÜNER