Güneşin yakıcı sıcaklarında bir avuç gölge aradığımız günlerden uzağız.

Şimdi gölgeden güneşli yerlere koşuyoruz O istekle bu nefret neden ileri geliyor? İnsan oğlu aradığından nasıl oluyor da kaçıyor?.. Çünkü adamoğlu bazan şöyle, bazan da böyledir. Bu hususta Bukelemurnu bile gölgede bırakırız.

Dün “sayei âlinizde, sayenizde efendim!” diyerek nimetinin şükrünü edaya çalıştığımız biri hakkında, ertesi gün:

Dilerim kalksın cihandan sayesil Mısraını söylemekte bir an bile tereddüt etmeyiz... Şairin biri:

“Dün saye saldı başıma bir servi ser bülend”

“Kim kaddi dilrüba idi reftari dilpesend”

Beytile sevgilisinin gölgesinden sevinçle bahsetiği halde,

Yunan filezoflarmdan meşhur Diyojen. Küpünün önüne gelip — Dile benden ne dilersen!..

Diyerek kerem elini uzatan Büyük İskender’e;

Gölge etme, başka ihsan istemem! Demekle gölgeyi reddediyor.

Zavalı gölge, insanlardan gördüğün bu iki yüzlü muameleden ötürü kim bilir ne kadar üzülüyorsun! Ne kadar utanıyorsun! Yüzün bundan dolayı olsa gerek daima yerdedir...

İnsanlar gölgeyi kendlierine alet etmeseler, sevgilerini sevmediklerini doğrudan

Doğruya ifade etseler ne olur

Zavallı gölge!..

Ziya GÜNER