Zeki Hayvanlar
Dr. Cemil Özbal’la Celal Göğüş akşama kadar dolaştıkları halde tek bir şey vuramamışlardı. Ümidi kesmiş dönerken tepeleri üstünde bir karga sürüsü bağıra çağıra geçti. Celal Göğüş sordu:
- Ne tuhaf ses çıkarıyorlar değil mi? Adeta kahkahaya benziyor.
Dr. Özbal başını salladı:
- Evet, çok zeki hayvanlar. Halimize gülüyorlar!
Büsbütün kimsesiz kalırsın
Saliha Ünalmış’ın kocası Adana’da hastanede kendinden ümidi kesmiş yatıyordu. Kızı Semahatı yanına çağırdı:
- Kızım. Antebe Annene mektup yaz. Benden ümit yok. Cenaze masrafı için para iste.
Gözlerinden yaşlar boşanan kız:
- Ne kadar isteyeyim?
- Az iste kızım, az iste... Çok istersen annenin yüreğine iner de büsbütün kimsesiz kalırsın!..
Kurşun sesi
Heveslilerden biri yazmış olduğu bir piyesi mütefekkir doktorlarımızdan Nizamettin Özgül’e okuyordu. Bitirdikten sonra sabırla dinleyen Özgül’e:
- Nasıl buldunuz?
- Fena değil. Yalnız bir tavsiyede bulunacağım: Piyesin kahramanı zehirle değil kurşunla ölmelidir.
- Bunun ne önemi olabilir?
- Çok önemi vardır. Kurşun sesi uyuyan seyirciler uyandıracaktır..
Cimri de Sözmü
Cimriliği ile ün almış olan Saliha Ünalmış. Doktora gitti:
- Hastayım doktor bey.. Yalnız muayene ücretiniz kaç liradır evvelâ onu söyleyin lütfen.
- 30 lira..
Ünalmış gözleri faltaşı gibi açıldı:
- Ne diyorsun doktor, 30 lira mı?
- Evet 30 lira ama bu ilk muayene ücretidir. Bundan sonraki gelişlerinizde 10 lira alırım, pansuman filanda bedava olur.
Saliha Ünalmış doktorun yanından çıktı, on dakika sonra tekrar geldi. Doktora 10 lira uzatarak:
- Doktor bey buyurun şu on lirayı beni muayene edin..
- Ama bu ikinci gelişim değilmi?
Doktor güldü:
- Öyleyse ilk muayenede yazdığım reçetedeki ilaçları al kullan onlar çok iyi gelir hiç bir şeyin kalmaz!
Atarmış
Yaman atıcılardan Celâl Göğüş ve hatıralarından tatlı tatlı anlatıyordu:
- Tüfeği doğrulttum Gray. Ağaçta ne kadar kuş varsa hepsi yere döküldü. Doldurup bir daha attım.
- Yahu… Ağaçta kuş kaldı mı ki tekrar atıyorsun?..
Göğüş gülümseyerek:
- Sen bana bakma üstat. Ben aklıma geldikçe atarım!
