Gaziantep’in ilk kadın öğretmenleri hakkındaki yazımın birinci kısmını okuyucuya sunuyorum. İkincisini de ilerde yazacağım. Bu husustaki eksik kısımların kıymetli Hocam Şakir Sabri Yener tarafından bir yazı ile tamamlanmasını gönül arzular.

Gaziantep’e gelen ilk kadın öğretmen İstanbullu Fatma Hanım’dır. Halen emekli olup Fatih semtinde oturan Fatma Hoca çok otoriter, iyi el işleri yapan güzel yazı yazan bir öğretmendi.

Ünas Mektebinin öğrencileri arasından ilk mezun olanlar Bülbül Zade Hacı Abdullah Efendi’nin kızları Ayyuş ile Fatma Hanım’dır.

Gaziantep’te ki Esnaf aileleri ile o zamanki yüksek memur aileleri arasında gayet iyi münasebetler tesis eden Fatma Hanım’ın İstanbul kıyafeti ile -yani 20.yılın başında Antep için fazla açık sayılan kıyafetle- dolaşması Antep halkı üzerinde iyi tepki yapmadı ve 1909 yılında İstanbul’a tesir ederek Fatma Hocayı Merkeze aldırdılar. Fatma Hoca gittiğinden yerine vekâleten Bülbül Hoca’nın kızı Şefik Elbeyli’nin anası Ayyuş Hanım baktı. Bu bir yılın sonunda Antep’e gelecek başka kadın öğretmen bulunamadığından tekrar (4 altın) maaşla Fatma Hoca tayin olundu.

Fatma Hoca ikinci defa Antep’e gelişinde, Muallimeyi Saniye olarak Zehre adında kısa boylu bir öğretmeni de beraberinde getirdi.

Kız nuas meas mektebi şimdiki Çukur Mahalle’de Ali Fuat Bilen’in babasına ait binada öğretim yapardı.

Fatma ile Zehre Hoca 1913 yılı sonunda Antep’in taassubu yüzünden istifa ederek ayrıldı ve İstanbul’a döndüler. Yerlerine Halep’ten (-ki o zamanlar okullar Halep Valiliğine bağlı idi) Hacer Hoca (M.E) ile Saniye Hoca (M.S) tayin olundular.

1914’te Maarif Komisyonu kararı ile daha başka kız okullarıda açılmak istendiğinden yeni okullar için İstanbul’dan öğretmen istendi. Fakat Fatma ve Zehra Hanımın karşılaştıkları zorluklar sebebiyle kimse gelmek istemedi. Bunun üzerine Rüştiyeyi bitiren Antepli kızlardan imtihanla öğretmen aldılar ve Tabakhane’de, Kozanlı’da ve Şehreküstü’de üçer sınıflı kız iptidai mektepleri açtılar.

Kozanlı’daki okula (Şişli Bekir’in kızı ve Mahmut Mazlumun anası) Fehime; Şehreküstü’deki okula Kilisli Nazire ve Tabakhanedeki okula (Şeriye kâtibi Damatzade Abdulhamit kızı) Mediha hanımlar tayin olundular.

Sonradan adları Bezmi Alev (Tabakhane’deki); Selçuk (Kozanlı’daki); Nilüfer (Şehreküstü’deki) olarak değiştirilen bu okullar önceleri tek sınıflı idiler. Yıllar geçip sınıflar arttıkça yeni hocalar alındı bunlar arasında: (Mübaşir Abdullah kızı) Behiye, (Bakkal Eminlerden Hayri Sacır’ın kız kardeşi:) Hatice (Yaşar Özen’in annesi:) Raife Hanımlarda vardı.

Bunlar öğretmen olunca halk yine fena tepki gösterdi. Halkın dedikodusundan ve fena hareketlerinden çekinenler imtihanı kazandıkları halde öğretmenlik yapmadı. (Yukarda isimlerini yazdıklarım hariç, bunlar eğitim davasını halkın fena tepkisinden daha üstün bulduklarından çocukların eğitimine devam ettiler).

Halkın fena hareketlerine göğüs gerenlere bir şey yapamayacaklarını anlayan bir kısım geri kafalı halk bu seferde okula devam eden kız öğrencilere laf ve taş atarak hakaret ediyor ve kız öğrencileri okula gelmemeye zorluyorlardı. Bu tepkinin esasında mahalle mekteplerinin teşvikleri vardı. Zira yeni kız okullarının açılması onların aleyhine olmuştu.

1914’te ismi Numune Ünas mektebi olarak değiştirilen Antep Kız Rüştiyesi’nde bir çok kız okudu. Bunlardan Nedime (Alp) sonradan buraya hoca oldu.

Önceleri 3’er sınıflı olan yukarda bahsettiğim okullar 1918’de 6 sınıfa çıkarıldı ve her kısım ikişer yıllık olmak üzere (Derre i Aliye) diye üç kısma ayrıldı ki bu son haliyle her üç okulda Rüştiye haline gelmiş oldular.

Bu okullara Halep’ten: İffet, Hayriye, Halepli Fehime, Belkıs, Fatma, (ve ikiside terzi Şükrü’nün karısı olan) Münevver ile Fikriye hanımlar tayin edildiler.

Mütarekede Maarif Konisyonu maarif eminliğinde toplanırdı. Maarif emini Besim bey, Maarif müdürü İshak Refat ve iki kadın üye ise Mediha Hoca ile Fehime Hoca’ydılar.

Numune Kız Ünas mektebinin mütarekeden sonra binaları harpte yıkılınca Alaybey Camisi civarında taşındı. Burasınıda Heyet-i Merkeziye karargah olarak kullanmak isteyince en emin yer olarak Şehreküstü’deki bir mağaraya okulu taşıyıp Harp sırasında bir müddet burada eğitim yapıldı. Sonradan hükûmetin emriyle okul Halfetiye naklolundu. Harpten ve Fransızların çekilmesinden sonra okul yeniden Gaziantep’e döndü.

Önceleri Halkın geri kısmının taassubu ile mücadele eden kadın öğretmenler, Cumhuriyetten sonrada kıyafet inkılabında ilk defa peçeyi açarak devrimlerin yerleşmesine yardım ettiler.