Bundan dört yıl kadar önce, bir eylül ayında, şehrimizde bir konser verecek olan Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrasını, komşu bir ilde karşılamağa gittiğimiz zaman orkestra üyelerini üzüntü içinde bulduk. Geceki konserde gürültü olmuş, şef kızmış, orkestra, protesto makamında birkaç kez susmuştu. "Acaba?” diyordu, Orkestra Müdürü: “Gaziantep’de ne yapacağız?”

Ona hiç endişelenmemesini söyledik. Çünkü Gaziantep’de Batı Sanat Müziğini dinleyecek bir topluluk şekillenmişti. 1958 yılında, temel müzik eğitimlerini Gaziantep Lisesinden alan aydınların teşebbüsü ile bir Anadolu şehrin de ilk kez bir Filarmoni Derneği kurulmuştu. Bu şehir Gaziantep idi. Dernek o güne gelinciye kadar 5 yıl süre ile izahlı plak konserleri vermiş, aydınlara bu zevki aşılamıştı. Örneğin 1958 yılında, Birleşmiş Milletler’in genel kurul töreninde icra edilen Adnan Saygun’un ünlü Yunus Emre Oratoryosu’nu, kaydedildiği ses bantlarından, 15 gün gibi kısa bir süre içinde üyelerine dinletebilen tek kuruluş Gaziantep Filarmoni Derneği olmuştu. Sanat çevreleri ve Milli Kütüphane ile devamlı temas kuran Dernek, Anadolu şehirleri arasında ilk defa özel teşebbüsüyle ünlü iki Türk Sanatçısını Gaziantep’e davet etmiş konserler verdirmişti. Bu iki sanatçı Büyük Türk Kemancısı Suna Kan ile ona eşlik eden Piyanist Ferhunda Erkin idi. Ertesi yıl Yardım Severler Derneği de aynı teşebbüsü tekrarlamış, Suna Kan ile Ferhunde Erkin Gazianteplilere ikinci bir müzik şöleni vermişlerdi. Bu açıklamalarımızı dinleyen Orkestra Müdürü hayranlığı belirtiye endişe bulutları bir anda dağılıverıyordu. Durum tercümanla Orkestra Şefi Prof. Lessing’e açıklandığından gözleri hayretle açılıyor, Almanca takdir sözleri birbirini kovalıyordu. Ertesi gün Gaziantep’de Büyük Sinemada verilen Orkestra Konserinde tamamen dolmuş bulunan salonda çıt yoktu. Herkes çok önceleri zevkine eriştiği Batı Sanat Müziğini huşû içinde dinliyordu. Dinleyici kalitesini iyi değerlendiren şef ile orkestra müdürü ise programda değişiklik yapmışlar ilk eser olarak Schubert’in Bitmemiş Senfoni’sini sunmayı kararlaştırmışlardı. Arkasından Mozart’ın Küçük Bir Gece Müziği ile Bizet’nin Arlesienne süiti çalınmış, son olarak sunulan Ulvi Cemal Erkinin Köçekçe Süiti ise coşkun alkışlarla karşılanmıştı. Halk Müziği alanında büyük zenginlikler taşıyan Gaziantep, Batı Sanat Müziğine de en çok adapte olabilen sayılı şehirlerimiz arasındadır. Örneğin Gaziantep, Batı Müziği alanında, Ankara, İstanbul gibi büyük şehirlerden sonra en çok plak ithal eden Anadolu kentidir. Aydın ailelerin çoğunun Klasik Batı Müziği Diskotekleri vardır. Özellikle Diş Tabibi Dr. Necdet Karslıgil, bu konuda maddi değeri on binlerce lirayı bulan zengin bir diskoteğe sahiptir. Batı Sanat Müziğinin şehrimizde temel taşlarını koyan bir tanınmış kişi de Lise Müzik Öğretmeni Ferit Ginoldür. Ferit Ginol 15 yıllık Öğretmenlik hayatında, derslerindeki ciddiyeti ile tanınmış Batı Sanat Müziği zevkini yetişdirdiği binlerce öğrencisine başarıyla aşılamıştır. Yılmıyan çalışmaları ve hazırladığı okul koroları ile ayrıca vocal müzik zevkinin kentimizde yerleşmeşinde büyük emekleri geçmiştir. Lise ve Kolej Marşları’ndan başka “Şahin Oratoryosu” adlı eseri, onun bestecilik alanındaki başarılarının da açık delilleridir.

Batı Müziği konusunda üstünde durulması gereken son nokta, hafif Batı Müziğinin de son yıllarda, şehrimizde büyük bir gelişme göstermesidir. Bu gelişmede, kasım sonunda şehrimizde bir caz konseri vermiye gelen tanınmış Türk şantörü Erol Büyükburç’un konserdeki sözleriyle belirtebiliriz. Kendisini coşkunlukla alkışlıyan dinleyicilerine şöyle hitap ediyordu Erol Büyükburç: “Endişe etmeyiniz, istediğiniz her parçayı söyliyeceğim...

İstanbul ve Ankara’da uyguladığım programı müziksever Gaziantep’te uygulayacağım.

Hafif Batı Müziği alanındaki gelişmenin temellerini atan kişi ise tanınmış bir müziksever olan Macit Denizdir. Daha öğrencilik hayatında özel çalışmaları ile müzik bilgisini derinleştiren, Akordeon, Saksofon ve Gitar öğrenen Macit Deniz, hafif Batı Müziği alanına yönelenerek öğrenci arkadaşları ile bir Caz Topluluğu kurmuştu. Bu amatör Caz Grubu ile okul müsamerelerinde ve toplantılarda konserler veren Macit Deniz, kısa zamanda hafif Batı Müziği adı altında toplanan Caz ve Dans Müziğinin, gerçek yanlarıyla sevilmesinde çok faydalı olmuştur.

Özetle ve cesaretle söylemek gerekirse Gaziantep, Batı Müziğinin her dalında Anadolu’nun önder illerinden biridir.