Yurdumuzun bir çok kısımları devlet tarafından mahrumiyet bölgesi olarak tesbit edilmiştir. Bu bölgelerde çalışan memurlara, mahrumiyet zammı verilmektedir. Biz bugünkü yazımızda, bir mahrumiyet bölgesini incelemeyeceğiz. Fakat yurt safhında mahrumiyet bölgeleri nasıl ayrılmışsa, bir şehrin mahalleleri içerisinde de mahrumiyet semtleri vardır.

Düşünün bir kere, onbinden fazla nüfusu olan yazıcık semtinde bir cadde yok, bütün sokakları kışın çamur, yazın toz deryası içerisinde. Horozla yatıp, horozla kalkan bu semt sakinleri, bütün eğlence yerlerinden mahrum. Âdeta kendi evleri içerisinde hapsedilmişler. Birkaç bakkal, bir cami. Yok ondan sonra yok...

Günün birisinde bu kenar mahalleye hayır sever bir vatandaş, bir ilkokul inşa ettirmeye karar verdi. Ve 1952’de modern bir ilkokul binası yaptırdı. O semtin çamur içerisinde oynayan pejmürde kıyafetli yavruları, bir yaşından 14-15 yaşına kadar kol ağızlarını mendil olarak kullanan ve geçen bir kimseye turist gibi afallayarak bakan, okula yalın ayakla giden yavrular, zamanla bu okulun çatısı altında toplandı. Gülmesini, oynamasını ve eğlenmesini öğrendiler.

Evet; O sempte bir ilkokul inşa edilmişti. Semt sakinleri evvela ürkek adımlarla bir peri sarayına girme korkusu taşıyorlardı. Fakat; şimdi, her vatandaş semtin bir çok ihtiyaçlarına cevap verebilen bir ilim ve yardım yuvası olduğunu öğrendi okulun...

Okuldaki telefondan bütün sempt sakinleri istifade ediyorlar, kendi evi gibi doktora, hastahaneye, can kurtarana, Emniyete, itfaiyeye ve acele olan bütün işyerlerine burdan telefon ediyorlar. Su, elektrik hakeza. Okula su verilmesi için ana borular döşendi; Tabii sempt sakinleri ondan faydalandı ve evlerinin içerisine kadar musluklardan dökülen sular girdi, Elektirik ışınından faydalandı. Okula yol yapıldı, sempt sakinleri uyandı, lazım gelen ilgililere baş vurdu, semptlerine geniş bir cadde açtırdılar. Cadde üzerinde modern kıraathaneler, dükkânlar yapıldı. sempte zabıta ve emniyet karakolları kuruldu. P.T.T. kutusu, asri helaya kavuştu. Okul her şeyin iyisine, güzeline, doğrusuna örnek oldu, öncülük etti.

Fotoğraf: Mehlika Alevli İlkokulu öğretim üyelerinden bir grup (solda Baş öğretmen Mehmet Özmen görülüyor.)

Nihayet 1964 yılında, gecesi ve gündüzü bilinmeyen bu sempte, her on dakikada bir Belediye otobüsü gelip gitmeğe başladı.

İlk önceleri okuru yazan pek bulunmayan bu semtin ilk okulunda, ilk sene olan 1952’de 83, ikinci yıl 260 ve üçüncü yıl ise 350 öğrenci yeraldı. Şimdide okulun mevcudu 750 ye yükselmiştir. Tertemiz siyah önlükler ve kolalı beyaz yakalar takan mini mini yavrular gülüyor eğleniyor o semte hayat getiriyor.

Semt sakinleri yavrularının bu neşelerini gördükçe onlar da daha iyi ve mutlu günlere doğru ilerliyorlar.

Bu semte hayat getiren, yaşama güçlerini artıran Mehlika Alevli ve eşine minnettar olan binlerce Yazıcıklı var. Kurulduğu günden bu güne kadar, okulun idaresini üzerine alan okulun müdürü Mehmet Özmen ile öğretmen arkadaşları halkın sevgisini kazanmış. Değerli millî eğitimcilerin kısa bir zamanda bulundukları çevreye neler kazandıracağına, Mehlika Alevli ilk okulu bir örnektir kanaatindeyim.