İki yıldan fazla bir zamandan beri iki yüzü aşkın Gaziantepli hakkındaki yazı serisinin son yazısınıda sunuyorum. Bu yazı serisinde yazmak istediklerimden Merhum Rifat Barlas, Ali Galip, Sırrı Bilen, Mahmut Bilen, Nefise Yücekök gibi hemşehrilerimiz hakkında bilgi bulamadım. Şakir Sabri Yener hakkında ise kültür’de ayrı biz yazı çıktığı için yeniden tekrarlamadım.

Birinci kısmı şu şekilde tamamlanan bu yazı serisinin ikinci kısmı olarak ilerde <<Gaziantep’in Meşhul Delileri>> ni ve üçüncü kısmında da <<Gaziantep’in ilk sanatkârlarını) sunacağım.

Yazıya başlarken söylediğim gibi son verirkende elde olmayan sebeplerden dolayı bazı yanlışlıklar ve eksiklikler olmuşsa tekrar özür dilerim.

Doktor Esat Paşa: İlk tahsilini; Salaba ağzında Kanalıcı camisi imamı Yusuf Hocadan yaptı. Daha sonra İstanbulda tahsilini ikmal edip tıpbiyeden mezun olduktan sonra paşalığa kadar yükseldi ve 1930 yıllarında öldü. Hayatı hakkında fazla bilgi bulunamadım)

Kâtip Ahmet Paşa: Sultan Abdul Hamidin başyaveri ve yıldız birinci fırkası ile Muhafız alayı kumandanlarından idi. Ahmet paşanın evi Gaziantepte Yazıcık semtinde idi. Oğlu Binbaşı Ragıb Aşkın beyde kendisi gibi kıymetli bir hemşehrimizdi. Katip Ahmet paşa Alaydan yetişme olup zadegan sınıfına mensuptu. 1908 ihtilalinde diğer bazı yıldız muhafız subayları gibi rütbesi alınıp emekliye ayrılmı. 1911 yılında yerinde şimdi İngiliz (High) okulu bulunan Nişantaşındaki evinde öldü. Paşanın oğlundan başka Emine ve Ragıbe adlı iki kızıda vardı.

Gürenizli Ali Osman Ağa: Gaziantep’te Nizip yolu arasında bulunan Güreniz köyünde doğmuştur. Alaydan yetişmiştir. Savaşlarda yararlık gösterdiğinden 6 kere madalya ile taltif edilmiş ve vücudunun muhtelif yerlerinden olduğu gibi yüzündende kılıçla yaralanmıştır. Son zamanlarında Sultan Abdulhamid’in yaverliğini yapan Ali Osman Ağa esasında orduya mensup bir subaysada rütbesini kati olarak öğrenemedim. Ağalık adı hemşehri çorlusu ve çok hayır sever olduğundan halk tarafından takılmış bir ünvandır. 1908 yılında emekli olup bir mühlet sonra ölmüştür. Halen hayatta bir kızı vardır.

Haci Ali Ağa: Maarif Nezaretinde bugünkü Daire müdürlüğüne tekabül eden vazifenin başındaydı. Küçükken çıktığı Antep’e bir daha dönmemiş fakat, İstanbula okumak için gelen Gazianteplilere her türlü yardımı yapmıştır. İstanbulda Küçük Ayasofya semtinde oturan Hacı Ali Ağanın çocukları yoktu. Cumhuriyet ilânı sıralarında öldüğü tahmin ediliyor.

Mamalak zade Hüseyin: 1317 yılınca Hendeseyi Mülkiyeyi Şahaneyi (Mühendislik fakültesi) bitirdi. Muhtelif yerlerde mühendislik yaptı. 1322 de jön türk olarak Mısıra kaçtı orada gazete çıkardı ve Hürriyet mücadelesine devam etti. 1324 te İstanbula gelip daha sonraları Samsun – Sivas hattında baş mühendislik yaptı. Mütarekede İstanbulda lokantacılık etti. Cumhuriyette lokantacılığı bırakıp tekrar Baş mühendis olarak vazife gördü ve 1945 yılında öldü.

Mamalak zade Hasan: Şimdi soyadları Söylemez olan aileye mensuptur. Bayriyeli olan ilk Gazianteplidir. Mütarekedede emekliye ayrıldı isede Milli mücadeleye denizci olarak katıldı. Cumhuriyetin ilânından sonra yüzbaşı rütbesiyle tekrar orduya alındı. 1930 da emekli oldu. 1936 yılından da Antalyada öldü.

İmam oğlu Nuri: Asıl lakabı <<Kör Nuri>> olup 1925 yılında yani 1909 da İstanbulda geldi. Hukuk mektebine girip 1329 da Mezun oldu. İlk vazifesinde Rakkaya tayin olunup sonra’dan Suriyeye naklolundu ve orada öldü. Babası Zaifi zade Mazlum efendinin kâhyası idi.

Osman Feyzi Antepe: 1309 doğdu. 1323 te İstanbula geldi. Zamanın teknik üniversitesinde okumuş 1914 te mezun oldu. Bağdattan, Halepte, Beyrutta ve 4. ordu teknik menzil müfettişliğin de vazife gördü. Kanal seferine iştirak edip 4. Mescidi Nişanı ile taltif edildi.

Annesinin Adı Sitti Zeynepti. Kendi akrabalarının Antep’te olanlarının soyadı Havuççuoğullarıdır. 1916 da Antep Kalem Reisi İrfan beyin kız kardeşi ile evlendi. Cumhuriyette İstanbula geldi. Mühendislik yaptı. Kalamışta oturan; Türkân, Perihan ve Demircan adında 3 çocuğu olan Osman Feyzi bey halen müteahhitlik yapıyor.