(Bu yazı mehaz gösterilmeden iktibas edilmez)

Gaziantep’imizin meteorolojik tarihine ışık tutacak olan aşağıdaki bilgileri bir raslantı olarak ele geçirdek.

Kültür dergisi okurlarının bildikleri gibi 12 yılından beri Gaziantep’in cumhuriyet devri öncesine ait eğitim kurumları ve okullarını araşırmakta ve elde etiğim bilgilerin bir kısmını zaman zaman dergimizde yayınlamaktayız. Bu kez Gaziantep’te açılmış olan yüksek azınlık okulları ile ilgili materyaller arasından meteoroloji tarihimizle ilgili olan aşağıdaki makale dikkatimizi çekti. Aynen çevirisini verdiğimiz bu yazı ilk önce Ermenice olarak 1902 yılında Gaziantep’te yayınlanan Avedaper gazetesinde neşredilmiş daha sonra İngilizce olarak Newyork’da neşredilen “Antep Tarihi” isimli esere alınmıştır. Biz sizlere bu yazıyı Ermenice aslından naklen vermekteyiz. Makalenin uslüp özelliğinin bozulmamasına bilhassa dikkat edilmiştir.

“Haritaya bakanlar Antep’in mevkiini kolayca anlayabilirler. Kuzey yarım kürenin takriben 37’sinde ve doğu tul’ün 35, 5.sinde ve deniz seviyesinden 2.880 ayak (850 metre) gibi yüksekliği olan ince uzun küçük bir ovada olup ovanın etrafı küçük tepelerle çevrilidir. 50 mil (80 km.) kadar batısında Maraş, doğusunda Belana kadar mümtep Bereket dağları bulunur. Bunlarda 7.000-7.500 kadem irtifada olan zirveler az değildir. Kuzeyde aynı mesafede Ahır dağları bulunup kuzey doğuya doğru uzanır. Bir kısmı, 10.000 ve 11.000 kadem zirveleri bulunan Toros Dağları ile karışırlar (3.23 kadem bir metreye eşit gelir.) Güneyde Halep yolu ile Şama kadar sanki düz olup orada ancak mevzii tepeler bulunur, güneyin biraz batısında Lübnan dağları düşer. Doğu tarafı ta Musul’a dek, doğu ile güneyin devamı Fırat boyuna, ta Basra körfezine kadar ovadır.”

“Antebin rüzgarının zaptına ait bilgiler hakkında kati bir bilgi verilemez ama şu kadarını söyleyebiliriz ki yazın çokça batı ile güney batıdan ve kışın doğu ile kuzey doğudan eser. Rüzgarlar kışın daha az esip yazın daha çok eserler. Ama kışın Toros dağları karlarla kaplı olduğundan rüzgar iyice soğuktur. Yalnız kışın gayrı muayyen olarak batı ve güney batıdan da rüzgarlar eser. Bunun tefsiri ise karaların ısınıp soğuması ile izah edilebilir.”

Dünyanın yağmur tevziinde Antep bolca hisse alacak bir mevkide bulunmamıştır Kuzeyden “Bahri Siyah” Kara deniz, ve kuzey doğudan şap denizi büyük su kütleleri olup bizden ırak değilsede onların rutubetini bu tarafa celp edecek muntazam bir rüzgar olmadığı gibi, yolda yüksek yaylalarda nemi tutularak bizim tarafa bir şey geçmez. Bahri Sefit “Akdeniz” bize iki yüz kilometre mesafede isede, Antebin yakınında ve denizle aramızda bulunan Belan, Akber ve güneyde Lübnan dağları da bizi buranın neminden yeterince faydalandırmazlar. Ama yinede Akva ve Musa arasında bulunan suveyde vadisi açık bir kapı makamında olduğundan, oradan gelen rutubet bize epey yağmur getirir. Antebe gelen yağmurlar çokça baharın son, güzün ilk kısmına rastlar. Çünkü o zamanlar karamız denizden daha sıcak olduğundan, güney batımızdan rüzgarlar gelir. Kış mevsiminde ise karlara doğudan ve kuzey doğudan gelen hava cereyanları tesir eder. Zannımızca yağmurun bir kaynağınıda güneyimizde aramalıyız.”

"Basra körfezinin rutubetli havasının bu tarafa geçmesi için Fırat boyuna geçit açıktır. Yeterki bunu yerine getiren bir iki fiziki kuvvet olabilsin. Kış mevsiminin yağmuru ve karı kuzey doğudan geliyor dedik. Bunun kaynağı acaba hangi denizdedir? ”

“Bizce bu deniz şap denizidir. Kuzeyden gelen ve yaylalardan geçerek nemini bırakan rüzgarın yön yolu üzerindedir. Bu bakımdan da yağmurlarımıza pek faydası dokunmaz.”

Biz daha ziyade kıyas ediyoruz ki Antebin doğudan ve kuzey doğudan aldığı yağmur ve karın kaynağı Hint Okyanusu ve onun bilhassa kuzey batı kısmıdır. Bu bölgenin Suudî rüzgarı yüksekten kuzeye doğru olan yolculuğunda, Arabistanın sıcaklığı sebebi ile evvelâ biraz batıya dönüp kuzeye doğru ilerlerken, yere yavaş yayaş yaklaşır. Arzın hareketi ve ışığı sebebi ile Basra körfezini geçtikten sonra Zagros dağlarına tesadüf ederek inhirafa uğrar ve ona paralel olan Fırat vadisinin yardımı ile doğuya doğru yol alır ve bize ulaşır. Bizi geçen kısmı ise 90 derece açı ile Toros dağlarına çarpıp neminin birazını oraya bırakır ve artan nemi kuzey doğumuzdan bize tekrar ulaşır."

"Antebin yağmuru hakkında rakamların içine girmeden önce yağan yağmurların miktarını ölçmek hakkında bir kaç söz söylemek faydalıdır. Bu husus genel olarak İngiliz parmak ölçüsü veya son zamanlarda moda olan metre ölçüsünün bir kısmı ile ifade olunur. İngiliz parmağı bizim mimar arşınının otuzda biri gibi olup metre ise üç ve dört mimar arşınına eşit gibi olur.”

“Bir semte on parmak” 254 mm. “yağmur yağmıştır sözünün manası şudur ki; eğer o yağmur açık bir yere konmuş, ağzının ve dibinin kalınlığı musavî olan bir kaba yağmış olsa idi o kap bu derinlikte sil ile dolmuş olurdu. Yani toprak yağan yağmuru emmeseydi ve başka yere akıp gitmeseydi her taraf bu kalınlıkta su ile dolar taşardı.”

"Bir mahalle yağan yağmurun miktarını ölçmek için "Mızanî Motor” isimli alet kullanılır. Bunun pek teferruatlı ve pahalı çeşitleri varsada %1 gibi farklar pek aranmadığı için pek az bir para ve emekle kendimizde yapabiliriz.”

"Kutru beş parmak” 127mm. bir huni alıp bir okkaya kadar su alabilen bir şişenin ağzına bir lastik vasıtası ile sıkı sıkıya bağlanır. Hununin borusu şişenin dibine kadar uzun olmalı ve bir Cm. kadar dik indikten sonra piramit şeklinde inmelidir. Bu şişe her taraftan gelen yağmuru alabilmesi için yüksekçe ve açıklık bir yere konmalıdır. Huni tam söylediğimiz şekilde ve şişe dediğimiz gibi ise şayet suyun 320 gramı bir parmak demek olurki, ol semte o kadar yağmış olur. Soğuk havalarda ise şişenin etrafına keçe sararak donmasını önlemelidir. Kar yağdığında ise eğer kar pek kuru değilse derinliğinin 1/8’i suyla eşit tutulabilir.”

Küçük Asyanın yağmur miktarının takribi olarak bilinmesi arzulanan bir husustur. Bunun için Anadolunun muhtelif yerlerinde on binlerce merak sahibi yukarıda anlattığımız gibi akt yapıp bir kaç yıl yağışı ölçseler hemen hemen kat’i bir sonuç ile Anadolunun tabii coğrafyasının bilgilerini toplarız. Bu kimseler not tuttukları deftere gün ve gün rüzgarın yönünde yazsalar daha da İyi olur.”

“Biz yukarıda tariff ettiğimiz gibi 1875’ten bu yana tam 28 yıldır bu hesabı günü gününe tutmaktayız. Bu günlük ortalamaları ay olarak toplayıp ortalamasını aldık sonra 12 ayın ortalamasını hesapladık. Bizim tuttuğumuz bu defterle ilgili bazı önemli hususatı aşağıda belirttik:

1- Yağmurun bolluğu veya azlığı farklı senelerde bariz oran farkları vermektedir. Şöyle ki 1883’ünkü “873” mm. olduğu halde 1898’inki “283” mm. dir.

2- Bütün 28 yılın ortalama rakamı “569” mm. dir. Bu demektir ki seneler birbiri üzerine hesap edildikte bir metre kare alana “434” okka yağmur yağmıştır.

3- On iki aydan ancak sekizi yağmurludur. Bunların beşi ocak, şubat, mart, nisan ve mayıstır. Üçüde yılın son ayları olan ekim, kasım, aralık’tır. Diğer aylar yağmursuz sayılabilirler.

4- Mezkûr yıllık ortalamanın %60’a yakını ilk beş ayda yağar geriye kalan %40’ın, %38’i son üç aylarda ve %2’side yağmursuz dediğimiz kurak aylarda yağar.

5- Bu sekiz ayların en çok yağmur alanı Aralık ayı olup 1883’de on parmak olup, bütün zamanın ortalaması 113Mm. dir.

6- Aralıktan sonra yağmurlar sırasında Şubat ayı gelmekte ve ortalaması 92Mm. dir. Ekim ve Kasım ise 3.28 Parmaktır.

7- Süre 28 yıl gibi uzunca bir vakit olduğundan yıllık yağmur ortalamalarının son üç aylık oranı %36 gibi iken bazı yıllarda göze çarpan istisnalar şunlardır. Mesela 1887 %57, 1897’de %53, 1902’de %55 olmuştur.

8- 1875 yılından beri her yılın yağmur ortalaması aşağıya çıkarılmıştır:

1875

31.90 Parmak

1876

18.55 Parmak

1877

24.77 Parmak

1878

16.22 Parmak

1879

16.02 Parmak

1880

15.35 Parmak

1881

23.94 Parmak

1882

22.29 Parmak

1883

34.77 Parmak

1884

25.55 Parmak

1885

19.34 Parmak

186

24.08 Parmak

1887

17.42 Parmak

1888

24.84 Parmak

1889

13.63 Parmak

1890

27.57 Parmak

1891

29.10 Parmak

1892

20.87 Parmak

1893

29.73 Parmak

1894

21.91 Parmak

1895

19.10 Parmak

1896

21.50 Parmak

1897

23.85 Parmak

1898

11.27 Parmak

1899

26.10 Parmak

1900

21.90 Parmak

1901

13.16 Parmak

1902

32.38 Parmak

9- Biraz önce dediğimiz bu parmak rakamlarını 254 ile çarptıkta mm. olarak yağış miktarlarını elde etmiş oluruz. Buradaki istatistikî sayılar, AVEDAPER GAZETESİ’nin koleksiyonlarından çıkarılmıştır.

Nakleden: H. Uğurol Barlas