Tabakhane memleketin kuzey batı tarafında ve Alleben suyunun akıp gitmekte olduğu suyu bol bir mevkide yapılmış ve bu sanat yuvasının burada kurulması dolayısıyla memleketin bu semtinde tabakhane adı verilmiştir.

Tabakhaneler Gaziantep’in meşhur kalesi olan ve bugün bir asarı antika olarak muhafaza edilmekte bulunan kale hayatı devrinden beri başlar. Tabaklık bu suretle çok eskiden başlamış bir usta ile on amele gayri müslimden maada tamamen Türk evlâdı ile inhisar etmiş bir sanattır.

Birinci cihan harbinden evvel 100 usta ve 900 çırak ve kalfa ile çalışan ve tabakhanemiz Suriye, Filistin, Tunus, Cezayir, Fas, Bombay, Habeşistan, Mısır ve Trablusgarp’a kadar imalatını tanıtmış ve memlekete külliyetli miktarda para getirmeye sebep olmuş bir servet kaynağıdır. Gündelik deri istihsalatı bin olduğuna ve senenin her gününde mütemadi faaliyet gösterdiğine, göre, 360.000 deri ve mâl ih­raç ederlerdi, bu deriler keçi derisinden imal edilen sarı ve kırmızı sahtiyanlardır ki Araplar kum sahralarında bu sahtiyanlardan yapılmış (Hade) tabir edilen boğazı geniş çizmeler giyinerek ayaklarını kumun kızgın sıcağından koruduğu gibi ayak sarı renkten çizme giyinirlerdi.

Kurtuluş savaşından sonra Suriye’ye geçen bir usta ile on amele gayrı Müslim memleketin servet kaynağı olan bu sanatı Suriye’de tevsi etmişler ve yukarda gösterilen ihraç memleketleriyle Gazi yurdun alâkasını kesmeye sebep olmuşlardır. Bu yüzdendir ki tabakhanemiz yalnız yurt için mal ihraç edebilir duruma düşmüş bulunuyor. Memleket dışına mal sevk edemeyişindeki mühim sebeplerden biri de yine bunların tezviratı yüzünden Suriye’yi idare eden devletlerin bu mal üzerine koydukları ağır gümrüktür. 'Yüzde elli nispetinde bir gümrük konulması bu sanatı ve sanatkârları tamamen felce uğratmıştır.

Birkaç sene tabakhanemizde deri imal edilemez hal meydana gelmiş ve dükkân sahipleri bu deri işlerinde kullanılan sumak yaprağından imalâttan sonra ancak harmanlarda yakılmaya yarayan (Havcar) tabir edilen hülâsası alınmış sumak yaprağı pahasına dükkânını icara vermiş ve birçok kimseler de bu sanat artık burada yaşamayacak diye dükkânının çatısını kiremitini ayrı ayrı sökmüş ve satmış dükkân arsasını da hemen ne dedilerse vererek elden çıkarmıştır.

Bu acı hali gören sanatkârlar sanatlarının terakki ve inkişafı çarelerini aramaya başlamışlar ve içlerinden ve hatta tahsil görmekte olan gençlerden birkaçı Beykoz deri fabrikasına debagat tahsili için göndermişlerdir. Bu gençlerin tahsilden avdetleri üzerine tabakhanemiz yeniden cesaret bulmaya başlamıştır. Evvelce yalnız deri imalâtı yapan tabakhane bu sefer kösele imalâtına da başlamıştır. Hatta makinalarla çalışmaya alışan bu gençler gördükleri şeyleri burada da tatbik etmek sevdasına tutulmuşlar içlerinden zengin bir tacir gençleri harekete getirerek bugünkü mütekamil halin esasını kurmaya muvaffak olmuşlardır. Bugün tabakhanemizde otuzdan ziyade kösele pişirme ve yıkama dolapları faaliyet halindedir. Günde dört ton kösele imalâtında bulunmaktadırlar imal edilen bu kösele memleket kunduracılığını doğurduğu gibi garp tarafta İstanbul'a şark tarafta da Erzurum ve Kars illerine, sevkiyat yapmaktadırlar.

Bugün memleketimizde tabakların üstün bir ekseriyetiyle teşekkül etmiş bir Tabak Kooperatifi vardır. Bu kooperatifin tesisine sebep Ekonomi Bakanlığının memleket tabaklığını iptidaî bir şekilde çalışmaktan kurtarmak gayesiyle 1943 yılında gönderdiği iki pişirme ve yıkama dolabıdır. Çünkü tabaklarımız bu dolaplar gelinciye kadar kışın en şiddetli zamanlarında su havuzlarının buzlarını kırarak yarı yerlerine kadar su işlerinde çalışmakta idiler. Buraya gelen Sanayi Umum Müdürü Reşat bu acıklı hali görür görmez derhal bakanlığa vaziyeti bildirmiş birkaç ay sonra dolaplar gönderilmiştir.

Binaenaleyh bugün memleketimizin tabaklık sanatı gün geçtikçe ilerlemekte devam etmektedir.

Tabaklarımızın sahtiyan imalâtında kullandıkları. madde-i iptidaiye miktarı şöyledir:

“Sumak yaprağı 1000;Kireç 120, Mazı 10, Tuz 36 ton.

Kösele imalâtında kullandıkları madde-i iptidaiye: (bir senelik)

Kireç 240, Zırnık'15, Palamut 360, Palamut hülâsası' 180, Balık yağı 15, Türk kırmızı yağı 5, Dağra yağı 3, Zaç ruhu 8, Bismark parça sarı boya 2 ton.

Senelik ham deri istihlâki:

Koyun derisi 140000, keçi derisi 36000, oğlak derisi 10000, Kuzu derisi 20000, Sığır derisi 40000, manda derisi 2000, deve derisi 2000, merkep derisi 2000, at derisi 1000, katır derisi 500adet “

Bir senslik mamul deri istihsalatı;

Koyun derisi 110 000, keçi derisi 30 000, oğlak derisi 7000, kuzu derisi 15 000, sığır derisi 30 000, manda derisi 1500, deve derisi 1 800, Merkep derisi 1650 at derisi 900, katır derisi 450 adet.

İstihsal edilen bu mamullerden koyun derisi (Meşin) in % 75 ini' İstanbul, % 25 ini Diyarbakır, Erzurum, Adana ve merkez istiklâk eder. Keçi derisinden % 25 i İstanbul, yüzde 75 i Urfa, Malatya, Erzurum, Adana ve merkezde istihlâk edilir. Oğlak ve kuzu derileri civar vilâyetlerde.

Sığır, kösele yüzde 20fınisbe- tinde İstanbul, yüzde 30-Adana, yüzde 15 Erzurum, yüzde 51 Malatya, yüzde 5 Diyarbakır, yüzde 5 Samsun, yüzde 15 Merkez vilâyetle ve yüzde 15 de diğer muhtelif ilâyetlerde istihlâk edilir.

Manda, merkep, katır derilerini yüzde 40 Adana, yüzde 20 Erzurum, yüzde 15 Malatya, yüzde 10 Urfa, yüzde 10 merkez vilâyet, yüzde 10 diğer vilâyetlerde istihlâk edilir.

Bugün tabakhanemizde 150 usta, 150 Kalfa, çırak faaliyettedirler.

Tabakhanemizin gün geçtikçe büyük bir gelişme kaydettiğini ve gelecekte daha verimli bir hal ala cağını memnunlukla görmekteyiz.

(EKONOMİ)