Hayır toplu iğnemiz dışardan gelmiyor. Memleketimiz iktisadi yönden kalkınmış durumdadır. Her sene yeni yeni fabrikalar tesis ediliyor. Bunlarla memleketin gereksinmelerini önlemeğe çalışıyoruz.

Neyimiz yok ki... Kumaş mı istersiniz, renk renk ipekliler mi? Perdelik tüller mi? Fotör şapka mı? Sayılamayacak kadar çok tuhafiye çeşitleri, elektrik, inşaat malzemeleri, dokumalar, halılar neler, neler…

Bu gün piyasada gördüğümüz her mal yerli malıdır. Fakat neden inkâr ediyoruz. Gerçeği görmemek ne acı…

Bir müşteri geliyor. Avrupa paltoluk istiyor. Çıkarıyorsunuz yerli malını Avrupa malı diye. Beğeniyor. “Bunlar yeni mi çıktı gümrükten, fi tarihinde de giymiştim diyor. Sonra damga soruyor bir de bakıyor ya İpekiş - ya Merinos, ya Karamürsel veya bilmem hangi fabrika malı. Müşteri o anda almaktan vazgeçiyor. Eh!.. Efendim biraz önce fevkalade çok iyi mal diyen sendin neden vazgeçtin. Neden kötümsüyorsun. Bu insanlardan bu vatana bu millete hayır gelmez. Onlara öğretelim. Yerli malının Avrupa malından üstün olduğunu. Bugün ne kadar güzel kumaşlarımız dokunuyor ki sonradan üzerine Fransız - İngiliz damgası vurularak Suriye’ye veya bilmem hangi devlete götürülüyor. Neden böyle düşünelim. Neden giyinmeliyim. Bir kaçaktır tutturmuşuz. Ne var kaçak malda yani… Giyilecek şeyler mi? Yerli bir toprak omuz bence yirmi tane Suriye İpeklisinin halini. Naylonda da ne var sanki? Kanserden başka…

Kaçan balık büyük olur. Bugün çıkan mallarda yün kalitesi eskiye nazaran daha saftır, yüzde yüzdür hiç olmazsa.

Fakat inkâr bizim iliğimize işlemiş. Gaziantep’imizde yetişen GAZİANTEP FISTIĞINA ne buyurulur. Bu topraklarda yetişen bu meyveyi neden Şam fıstığı diye arıyoruz, neden o etiketle satılan bir malı meselâ bir çikolatayı alıp yiyoruz.

Sahtekârlıktır bu. Bize kendi meyvamızı göz göre göre ŞAM diye yutturana onun malını yememekle cezasını vermeliyiz. Hatta ve hatta fabrikanın Gaziantep adını koymasını istemeliyiz. Bu bizim için bir görevdir.

Gaziantepliler kahramandırlar. Gazilik adını çevrelerine yaydıkları gibi Gaziantep Fıstığı adını da çevreye yayabilirler. Postaneye bir lastik mühür koyup bütün mektup zarflarının üzerine “Yediğiniz Şam fıstığı değil - Gaziantep Fıstığıdır” cümlesinin basılması doğru olur. Eğer ilgililer bu iş üzerinde dururlarsa ve tatbik ederlerse (Gaziantep Fıstığı) adı kısa zamanda çevreye öz adıyla yayılacaktır.

Abdullah Edip ÇİTÇİ