Her derdin bir devası var, cehaletinde okumaktır.

Yalnız başına okuma mastarına herkes kendine göre bir mana verir, manası açıklanınca maksat ve gavesi meydana çıkar.

Evet! Okumanın hedefi: cehâleti ifnâ; dimağları geliştirme; hayatı yaşanılır duruma getirme; Karanlığı aydınlığa boğma; toplumun yaşayışını düzene sokma; tabiat mekanizmasını dinamik bir ruhla kavrama; fayda ve zararı birbirinden ayırma; ferd, aile yuva, yurt, millet, mukaddesat ve dünyayı koruma; insanlığa hürmet ve tazimi öğretme; yaradan’a yar olma ancak ve ancak okumakla elde edilir.

Bilenle bilmiyen bir olmaz. İnsan zekâsı, teoriden ilme; ilimden de mutlak hakikate erişmeye bilgisi sayesinde elde edilmiştir.

Bu fâni dünyada insan olarak itibarımız bilgimizdendir. Bilen görür, gören de erir.

İnsan düşünen ve konuşan yaratık olduğundan; iyiye, güzele ve en mükemmele gönlünün engininden aldığı direktifle, rengin ve zengin dimağında hüküm halinde belirttiği terimlerin güzelini ancak okumakla temin eder.

Dünkü, bugünkü ve yarınki medeniyet okumanın mahsülüdür.

İşte bu muazzam davanın değerini idrak edenler, Gazi diyarımızın gazi sıfatına has ölçüde ilimli ve irfanlı gençliğimize yarınlarımızı daha ferah ve farukla devredebilmek için; aziz yurdumuzun her türlü mesuliyetlerini yüklendiribilmek için memleket çapında bu en mühim başarısının bir ikinci nüvesini de düşünen belediyemizin de hamiyetli hemşerilerimizin yardımı ile teşkil ettiler.

Evet! Aciz, bir maârif hâdimi olarak ben de fehmediyorum ki bu mütevazi kütüphane salonu (Antıparantez içinden Mütercim Asım Kütüphanesi diyesim geliyor) şimdi ve âtide Gaziantep’imiz içib çok müsbet imkânlar sağlıyacaktır.

Hepimiz yurtça her sahada kalkınmıya ve muassır medeniyetin fevkine çıkmıya azimli bir millet olduğumuzu biliyoruz.

Bugün hayata feyz veren güneşin sun’i peykliğini aşan gayreti de idrak ediyoruz. Onlar asumanda yüzerken biz zeminde mümkesir mi duralım? Hayır!

Öyle ise okumak ve okutmak gayemizi tahakkuk ettirelim.

İşte dün Şehreküstüde bu gün burada yarın Türktepe’de gençliğimize bu bilim barınaklarını hazırlıyalım. Mütercim Asımın torunları; Aydi Babanın oğulları; Hasırcı zadenin ahfadı; Münif Paşanın kanını taşıyanlar mukaddesat ve yurt için 7 bin şehit veren Gazi diyarının evlâtları; bu ruhumuzun gözbebeği çocuklarımıza bizler ilim ve irfan yolunda hadim olmalıyız.

Otuza yakın ilk okulu, kız orta okulu ve lisesi çift tedrisat yapan 4-5 bin öğrencilerimizin yarım günlerini boşuna mı geçirteceğiz?.. Hayır!

Öyle ise okullarımıza yardımcı olan böylesi kütüphanelerimizi her türlü yardımı şiar edinmeliyiz.

İlim aşıkı kimsesiz yavrularımızı, bir simitle sıcak bir çayı sabahları kahvaltı edemiyenleri, bari göz nuru dökmek için hiç olmazsa işte böylesi yerlerde barındıralım.

Bu çıplak duvarlar, kitaplı dolaplarla tavana kadar dört bir yönden dolmalıdır.

Evet! Muhterem dostlarımız, şimdi burada olan bizler bir kampanya açmalıyız Çevremize duyurmalıyız, bizzat kitap hediye etmeli ve maddî yardımda bulunmalıyız ki:

Yarınlara emniyetle yürüyebilelim.

Bütün hüviyet ve uzviyetiyle atı olan öğrencilerimizin istikbalini her hususta hazırlamalıyız.

Evet! Kitaplaşan Mevlânası, Yunus Emresi, Nesîmîsî, Füzulîsi, Bakîsi, Nef’isi, Nabîsi, Nedimi, Ziya Paşası, Namık Kemâli, Tevfik Fikreti, Mehmet Akifi, Yahya Kemâl’i ve Atatürk’ü olan necib milletimiz ebediyen yaşıyacaktır. Çünkü Allah’ımız o vâidde bulunmuştur.

Her meslek ve sariaten erbabı okuldan ve okumaktan yetiştiğine hem hissimiz, hem fikrimiz, hem imanımız ve hem de vicdanımızla eminiz.

Bu inanç gönüllerimizde yaşarken bu vatan ve bu Türklük için ve bu inanış için bizler daha neler yapmayız ki?

Buraya teşrifinizden ötürü her birbirlerinizi muhabbet ve hürmetle selamlarız.

İrfan ZÜLFİKÂR