Ey yayla sularını çöle bırakan Fırat,

Çağlayan bir kevserken bulanık akan Fırat!.

Niçin, durgun isteksiz bir hal almış akışın,

Damardan fışkırıp da yürekler yakan Fırat..

Rüzgârın Türk ruhunun ahengini taşıyor,

Kumsalın Bayrağımın kan rengini taşıyor..

Her zerrende tarihin heyecanı yaşıyor..

Bir millî duygumuza bin yelken takan Fırat.

Âşıkların selamda.. Çevrene bakarak ak..

Yükseklerde gördüğün her ay yıldızlı bayrak

Sana açıyor kucak, sana açıyor kucak..

Ey yurdumun silinmez izleri çakan Fırat..

Hayat saçan suyunu hangi zikzaktır çeken,

Cennet vadilerinde kurbağalar mıdır seken.

Altın ovalarını şimdi kim sürüp eken?.

Ey bizim olan Fırat, Ey bize bakan Fırat...

Yad ellerden geçerken adın serap mı şimdi?..

Sorduğun anıtların hepsi harap mı şimdi?..

Abu hayat suların Abu azap mı şimdi?..

Hani çağlıyanların çağla Fırat, yan Fırat!...

Coş sende benim gibi ağla Fırat, yan Fırat!..

(Sabri GÜZELBEYOĞLU)