1- 1955 yılında Et ve Balık Kurumu Genel Müdürlüğü Belediyemize teklifte bulunarak ihzari bilgi istemiş idi.

Gereken bilgi verildikten sonra teknik elamanlarını göndererek deponun kurulacağı mevki ve şartları fiilen etüd ettiren kurum 3000 m2, arsayıda belediyeden devralarak 1957 yılında depo binasının inşasına başladı.

2- Binanın karkas yapısı meydana çıktıktan (yeni bir sene) sonra inşaat durduruldu. İlk zamanlar kurumun mali gücünün bu hale sebep olduğu zikrediliyordu. Daha sonra rantabilite endişelerinin yer aldığını işittik. Halbuki depo inşasına başlamadan evvel rantabilite konusu arin amik ve 1955-1957 yıllarının iktisadi, ticari, ulaştırma ve sosyal şartları muvacehesinde tetkik edimiş ondan sonra karara varılarak iş tatbikata konulmuştur. Şimdi ise Gaziantep’in 1953 Ekim'inde demiryoluna kavuşmasından ve 1956 da Birecik köprüsünün açılışından bu yana şehirlerarası yollarında asfalt olmasıyla ulaştırmada azami kolaylık sağlanmış bulunmaktadır. Ulaştırma imkanlarının paralelinde iktisadi, ticari ve sosyal şartlarda çok hızlı bir gelişme kayıt etmiş ve sadece Merkez İlçe Nüfusu 1955 sayımına göre tam bir misli artarak 162.000’e yükselmiştir.

Gaziantep, Adana'dan sonra, kavuştuğu bu ulaştırma imkanları ile doğu ve güney doğu illerimizin canlı ve cansız emtia pazarı ve transit merkez istasyonu vasfını kazanmıştır.

3- Nitekim 1965 yılında Vilayet olarak güney komşularımıza:

Sığır

Dana

Manda

Deve

Koyun

Kuzu

Keçi

52.682

2.273

3.870

423

356.781

5.540

106.130

Başhayvanın ihraç merkezi olmuş bulunuyoruz. Bu hayvanlar, Doğu, Güneydoğu, Orta Anadolu'dan ve bizzat Gaziantep’den menşe almışlardır.

Ne varki, bu hayvanlar bir et ihraç merkezimiz bulunmadığından ötürü, etleri ile birlikte (yün, kıl, bağırsak, kan, boynuz hatta gübreleri ile) yurt dışına çıkmışlardır, (kaçak gidenler bu rakamların dışındadır.)

1965 yılında Gaziantep merkez ilçe belediyesinin mezbahasında, ayrıca 89.627 küçük baş, 1/36 büyük baş hayvan kesiminden 2.180.170 kg et istihsal edilmiştir. (Kurban bayramı kesimleri bu rakamın dışındadır.) Aynı yıl içinde merkez ilçe belediye halinde: Depolanabilecek 25.292 ton sebze, 17321ton meyve, 500 sade yağ, 1000 ton peynir, 2400.000 bin adet yumurta kayden muamele görmüştür.

Bu cinsten,Doğu ve Güneydoğu illerine transit geçen emtia bu rakamlara dahil değildir.

Eğer depolama ve soğuk muhafaza imkanları sağlanırsa miktarlar 5-10 kat artacak ve Vilayetimize kara yolu ile bağlı illerin ithal ve ihraç malları ihtiyacı karşılandıktan başka değerlerini de kazanacaklardır. Daha önemlisi müstahsil bizzat depolama yoluna girerek sayının semeresini görecek, çaresizlikten ötürü kabzımal hakimiyetinden kurtulacaktır.

4- İklim şartlarının icabı olarak bahar ve ilk yaz aylarında Çukurova ve Hatay’ın imkanlarına sahip olmayan Vilayetimiz ve komşu Vilayetlerimiz deposuzluk yüzünden Çukurova ve Hatay’ın tam olmamış meyva ve bazı sebzelerini istihsal mecburiyetinde kalmaktadır. Bunları pahalı değerle alan halkımız kendi mahsülünü idrak ettiği zaman malını bu değerin yarısına bile satamamaktadır. Böylece Gaziantep ve komşu iller müstahsili hem alıcı ve hemde satıcı olduğu zaman zarar etmektedir. Aynı şekil zararın bir hissesi de tüccarlarımızı etkilemektedir.

5- Hayvancılık bölgesi olmamakla beraber Gaziantep, ahır hayvancılığı yapmayı başarmış olan besicilerimizle Türkiye çapında eme örnek olmuştur.

Velakin birkaç yıl sonra, çalışmanın değerlendirememenin zorunluğu ile besicilik işinin terk edilmesi kuvvetli bir ihtimaldir.

1955 yılında 20-25 bin baş koyun beslenilirken 1965 yılında miktar 45-50 bin adede yükseldiği halde, besiciliğin tatbikatı mağralardan kurtulup fenni ağıllara çıkmamıştır.

Bu iş kolu et ve balık kurumu ve onun soğuk deposu eliyle kanalize edilirse, Türkiye, hayvanlarından iki yolla döviz kazanır duruma gelebilir.

a) Et ihraç ederek

b) Etini ihraç ettiğimiz hayvanların bakıya maddelerini ayrıca ihraç ederek.

Bu konuda son kaçırmakda olduğumuz fırsatlardan biride Kuveyt’in et talebi işidir. Bu işin Hükümet seviyesinde cerayanını bilmiyoruz. Fakat acele el konulması gereğine inanıyoruz.

6- Gaziantep Türkiye'nin süt veçhelinde istifade edebileceği güney, kırmızısı ırk ineklerini yetiştiren bir Vilayettir. Son yıllarda ise koyun nev'ide hem süt hem yapağı veçhesinde tecrübe edilmektedir. Lâkin inek besleyen, süt ve bilhassa süt mamullerini kıymetlendiremiyor. Uzaklara sevk etmeden önce bu mamulü yağ ve peynir olarak hatta kaymak olarak depolayamıyor. Böylece inek, astarı yüzünden pahalı bir külfet oluyor, cazibesini kaybediyor, mandıralar kurulamıyor.

7- Kümes hayvanlarının görmemeside sebebe bağlıdır. Bunların ne eti ne yumurtaları depo bulmamaktadır. Tabiatıyla bu zararları sadece müstahsil, köylü ve tüccar çekmemektedir. Bilvasıta Türk halkıda istihlak edememenin bunalımı içindedir. Dünya açlıkla mücadele yolunda proteine hücum ederken halkımız elindeki proteini yemeye fırsat bulamamaktadır.

8- Gaziantep şehir halkı dört kış ayında günde vasatı 500-1000 kg balık yer. Fakat bu mikdarı muntazaman temin edemeyiz. Çünkü, nakil şarta bağlı ve balıklar muhafaza edilecek depo bulamazlar.

9- Gaziantep’de kasaplar sığır kesmekten imtina ederler.

Çünkü bölge şartları sebebiyle, sığırlarımızda insanlarda tenya (şerit) yapan sürfe bol mikdarda vardır. Soğuk depoda ise sürfe mahzura dondurma uzun süre soğuk muhafaza ile giderilebilir.

10- Yukarıdakimaddelerde açıklanan hususlar elbette bir soğuk deponun ranbilitesini sağlıyacak çalışmalar konusudur. Ayrıca bir alım satım bolluğu ve kolaylığı ve fiat dengesi sağlıyacak esaslardır.

Netice olarak et ve balık kurumunun şehrimizdeki soğuk deposunu tamamlaması için gerekçe çoktur. Bir milyondan fazla para sarfıyla başlanmış binanın tamamlanması elzemdir.

(Bu yazı Gaziantep Belediyesi tarafından Başbakan Süleyman Demirel'e sunulan rapordan alınmıştır. 1967 yılında depo monte edilmektedir.)