Evvelsi gün Terziler Derneği’nin “Esnaf Sahresi” vardı. Terzi bir dostum hattâ evsahibim ısrarla beni kavaklıkta ki sahrelerine davet etti. Gittiğime cidden memnun oldum. Önce toplum halinde “U” şeklinde masaların çerçevelediği Umumi heyet toplantısında oturdum. Şehrimiz Turizm Derneği folklore ekibinin başarılı gösterilerini seyrettim. Sonra misafiri olduğum dostumun kavaklığın en güzel yerinde ayrılmış “Peykesine” gittim. Çeşitli bol, Gaziantep lahmacunları, kebapları, yarım tavaları her türlü meyve ve içkiler gırla idi. Gecenin serinliğinde geç saatlara kadar yedik, içtik, teşekkür ederim.

Bazı yetkililerden dinledim: Çırak veya kalfalar yılda bir defa olan “Esnaf Sahrelerinin” yapılmasını gönülleri özlediği zaman dükkânın anahtar deliğine ya çivi çakar veya kurşun akıtırlarmış.

Bu sahre istediklerinin alameti imiş. Konu dernek idarecilerine inktikal ettirilir ve sonunda gün tesbit edilir, esnaf tüm olarak aynı mesire yerine sahreye götürülürmüş.

Halkın günlük ihtiyacını karşılayan bakkal esnafı, kasap veya lokantacı gibi esnaflarda birde “Çarşı satma” gibi bir tedbir varmış.

Esnaf toplanır ve semtte bir dükkân açmak şartıyla “karı” arttırmaya çıkarırlarmış. En çok vermiş olan dükküncılar o günün geliri o miktar parayı “Esnaf Sahresi” ne tahsis edermiş. Artırmadan az kazananlar olsa da artırdığı miktarı ödemeğe mecburmuş.

Bazı dernekler işi daha ciddiye almakta, esnafın hangi gün hangi mesire yerine gideceğini tesbit etmekteymiş.

Önce sahre yapılacak yere derneğin forsu dikilirmiş. Öğle yemeğinde sonra gerek iş verenler gerek iş alanlar esnafın dert ve temennilerini dile getirir. Hatta bir karara varır, akşam yemeğine ekseriyetle çağrılan şehir idarecilerine icap ederse durum intikal ettirilirmiş.

Mesela dün dilden dile bir haber dolaştı. “Bundan böyle 35 liradan aşağı pantolon, 135 liradan aşağı takım dikilmeyecek” miş. Buna yer yer teyit edici iştirakler duyuldu.

- Olur mu zaten! Kim dikiyor ki! İdare mi eder? Gibi.

Şehrimizde bugün 35 dernek var ve hepsi her yıl “Dernek Sahreleri”ni yaparlar.

Türkiye’nin en çok bu esnaf örf ve adetlerine bağlı kalan şehrimiz, orta sınıfın teşekkülünde, sosyal adaletin bariz şekilde vücut bulmasında eski Ahî teşkilatı geleneklereni borçludur.

Bilindiği gii kelime anlamlı olarak “Ahî” eli açık, cömert, yiğit demektir.

Ahilik için ise, İbrahim Alâettin Gövsa’nın ansiklopedik sözlüğünden şöyle denilmektedir.

“Ahilik, Anadolu’da yardımlaşma temeli üstüne kurulmuş arasıra siyasi roller de yapmış olan eski ve büyük bir halk birliğidir. Ahi Arapça kardeş demek olup 1180-1225)’in bir meslek haline getirdiği “Fütuvvet” bu birliğin bir sembolüdür. Ahilik bir çeşit islami tarikat olmakla beraber bilhassa Türk halkı arasında öteki tarikatlere benzemeyen hayati ve insani bir cemiyet halinde görülür. Cömertlik, gariplere, zulüm görenlere yardım etmek esnaf kurumlârını, meydana getirmek gibi sosyal işler başlıca faaliyetleridir.

Selçuklar devrinde ve Osmanlı Devleti’nin kuruluş zamanlarında önemli hizmetleri vardır. Hükümet otoritesinin zayıfladığı sırada Sivas ve Ankara’ya Ahiler idare etmişlerdi. Pek yakın zamanlara kadar bizim esnaf birliklerimizde onlardan kalma kuvvetli gelenekler hüküm sürmüştür.”

(Haber)