1958 Milletlerarası Bürüksel sergisine katılıp, folklore, dans ve müzik gösterileri yapacak Türk Folklor ekipleri arasında Ankarada derece almış ekibimiz, 7 Temmuz 1958 akşamı Gazişehir hemşehrilerine, öğretmen okulunun serin bahçesinde son bir defa daha gösteriler yaptılar.

Kültür Derneği’nin organize, müzik ve tiyatro kollarının da iştirak ettiği geceye, Dernek Başkan vekili Avukat Hulûsi Yetkin arkadaşımız beni de davet etmek nezaketini göstermişti. Burada kendilerine teşekkür etmeyi bir vecibe bilirim.

Folklor Ekibimizin Başkanı, çoy kıymetli Hocam bir açılış konuşması ile ekibin ne derece engellere rağmen teşkil edildiğini belirtti. Gaziyurdun adını Avrupa şehirlerinde takdirle yad ettirecek güzide ekibimizin yetişmesinde, büyük gayretlerini esirgemeyen ahengi hemşehrimiz teşekkür etmez!.. Gazişehirliler Ginol’a, emin olsunlar ki, bu hizmetiyle medyunlar!..

Gece pek neşeli geçti:

Ekibimizi teşkil eden kızlarımızdan da Gönül Özbal, Gaye Dinler, Özden Alp, Nuray Akdoğan, Filiz Tunç, gençlerimizden Vasıf Güllü, Osman Bozkurt, meşhur davulcumuz Ali Kaplı, zurnacı Kazım Kaplı, ayni soydan Vakkas Kaplı, Aziz Kaplı, Ekip Başkanımız Ferit Ginol tarafından isimleri söylenerek misafirlere takdim edildiler.

Brüksel için diktirilmiş, mavi elbiseleri içinde ekibimiz, Avrupa’da Türkleri, kıyafetleri ile de temsilde kusur etmiyecekler! Hissini veriyordu.

Ekip bu sırada, her defasında olduğu gibi bol bol alkışlandı...

Kültür Derneği Müzik kolu üyesi Ömer Gök’den cumbuşla halk türküleri dinledik.

Temsil kolu Nakıp Ali sineması sikeçini takdim etti.

Daha sonra oynadıkları diğer Saz dağılışını ve Tabakhane sikeçlerinde de muvaffak oldular.

Hele Gaziantep musiki cemiyetinden Orhan Şanlı pek takdir edildi. Müzik zayıf olmakla beraber, güzeldi.

Bunu takiben gül pembe, yemeniler kanarya sarısı çoraplar, gök mavisi çuha şalvarlar, aynı renkte sırmalı cepkenler, başlarına iğne ovası sarı ipekle işlenmiş minyon püsküllü terlikler üstüne döküm döküm ipek poşular sarılmış olarak pistte yer alan delikanlıların arasında ayni renk kumaşlarla giyinmiş kızlarımız yer alıyorlardı.

Sırasiyle ekibimiz: Şirinnar, Dokuzlu, Oğuzlu, Çibikli, Fatiğe ve Demmune mendilli halk oyunlarını oynadılar.

Bilhassa pek zor ve hareketli olan Dokuzlu ile bale oyunlarına örnek alınabilecek Çibikli pek çok alkış topladı.

Orta Avrupa’nın göbeğinde çalınacak davul ve öttürülecek gümüş hışhışılı, gümüş zurna, şimdi misafirlerin çevrelediği pistte kolkola kenetlenmiş bir vücut gibi rakseden, kahraman dedelerin mert çocukları olarak yere zinde ve çevik adımlar vuran, gençlerin önünde çalıyorlardı.

Gençler davul zurnaya değil, davul zurna adeta zıplayan gençlere ayak uyduruyordu. Bunlar sanki yayından kopmuş birer ok, yavrusu ile hep yerinde sıçrayarak şakalaşan ceylân, zaman zaman “Hey hey!” diye, rind vuruşlarla yerinde kükreyen birer aslan idiler!

Erkeğin aslanı olurda, dişinin aslanı olmaz mı?

Bunların kimisi yeleli kimisi yelesizdi!

Bunlar, 7 ve 9 Ağustos Türk gününde Bürüksel’de de dün nasıl ok yay’da dedeleri Viyana kapılarında kükredi iseler öyle kükreyeceklerdi.

Bunlar, Gaziantep için “Verdün” diyen düşman kıt’alarında, salip’in parlaması, Hilafın sönmesi uğrunda ordular karargahı olmuş ülkelerde, biz dünkü neslin bugün dimdik ayakta duran vakur çocuklarıyız diyeceklerdi!..

Ginol’lar, Özbal’lar, Akdoğan’lar, Gül ve onun Filiz’leri, yolunuz şan ve şerefe açık olsun!..

Faik MUHSiNOĞLU

Yeni Ülkü, 9 Temmuz 1958