Ahmet efendi ile dostluğumuz, Amcam Dayı Ahmet Ağa merhumun konağında başlamıştır. Bundan elli yıl evvel. Benim çok zaman orada bulunuşum, Ahmet efendinin de yakın komşu çocuğu oluşu, önce bir arkadaş, git gide samimi bir dost olmamıza yardım etti. Merhum amcam, Ahmet efendiye (Mulla Ahmet) diye hitab ederdi, başı sarıklı olduğu için. Uysallığı yumuşak huyluluğu, hususuylu tok gözlülüğü kendisini sevdiren güzel huylarının başında gelirdi. Aradan bu kadar yıl geçti, bu dostluğumuzun üstüne toz kondurmadık. O daima sakin, ben çok zaman sinirli, fakat samimiyyetimiz baki, karşılıklı sevgi ve saygımız yerli yerinde. Gençliğimizde merhum amcamın meşhur bahçesi her ikimiz için bir mektep olmuştu. Ahmet efendi, çiçek yetiştirme, ağaç aşılama, hevesine kapıldı. Bana da meşhur bahçenin sonsuz güzellikleri, bir ilham kaynağı oldu. Şair olmak sevdasına düştüm, ölçülü yazmaya özendiğim fikirlerin ölçüsüzlüğü, başıma çok dert açtı. Önce merhum amcamı küstürdüm, ondan sonra da bir çok dostlarımı gücendirdim. Ahmet efendiye de çiçek yetiştirme, ağaç aşılama başarısı bir muhabbet nushası oldu sanki. Başta Dayı merhum olmak üzere; bir çok zevk sahibi seçkin insanların, hem dostluğunu hem de sevgi ve saygısını kazandırdı. Ahmet efendi, çiçek ve ağaçlada kalmadı. Kusursuz, lekesiz, beş erkek evlat yetiştirdi, onlara, başka başka sanat bilgisi ve zevkini aşıladı, güzel huylarda çiçek gibi süsledi.

Dostlarının bahçelerindeki güller ve ağaçlar gibi, bu beş eşsiz evlatta, kendini daima rahmetle yad ettirmek için, birer kıymetli varlıklardır.

Zeki SAVCI