Adana Müze Müdürü Sayın Naci Kum Nizip’te ve Barak havalisinde tetkiklerde bulunurken; bir çocuğun ağzından dinleyip Başpınarın 60-61, 62 nci sayısında yazdığı (İzo gelin türküsü)nü[1]gördüğünde; ben de bundan beş altı sene kadar önce bu türküden derlediklerimi yazmak istedim. İki beytini de derginin 44 üncü sayısında Sayın Ağabeyim Kerim Fırat kaydetmiştir. Fakat o türkü bundan ibaret değildir, daha uzuncadır.

Kerim Fırat bu kız hakkında iki kelime ile malûmat vermişti. (Özoy çok güzel bir Barak kızıdır. Babası onun hududu millî haricinde kalan akrabalarından birisine vermiştir. Barak gençleri âşık olduklarından bu türkü onun için yapılmıştır. )

O türkülerden derlediğimde Özoy hakkında benim edindiğim malûmat da şöyledir: Barak köylerinde gelinlik bir güzel kız varmış. Kilis kazasının köylerinden birisindeki bir gence nişanlanmış. Sonra bu havaliden kendisini diğer bir köylü genç istemiş. Kız, tabiî bu ikinci gence varmamış. Bunun üzerine öldürülmek ihtimal ve korkusile millî hudut haricine, Suriyeye kaçmış; oradaki akrabalarından birisile evlenmiş. Bu türkü o sebeple yapılmıştır.

Özoy Gelin Türküsü

Özoy gelin yatağında yatıyor,

Sarı bülbül sayvan kurmuş[2] ötüyor,

Sen gidersen bir şitilim yetiyor,

Benim işim minnet ile zor değil

Özoyun da [3] kundurası karadır,

Koynunda memeleri şekerparadır,

Sen gidersen benim halım fenadır.

Minnet eylen [4] de usul boylum dönmez mi?

Gümüş kemer ince belin harcıdır.

Her gördükçe yüreğimi acıdır..

Şu sefil[5] duruşun da beni kocadır. Yahut

Eni sonu [6] derdin beni kocadır.

Yanarım ataşa ölene kadar.

Keten köynek [7] geymiş arap çiti uğrunda,

Kara kundura geymiş oynar düğünde,

Bir sevdiğim vardı şu Zambur köyünde.

Neneyle[8] de Özoy gelin neneyle!..

Yörü kızey [9] yörü saçın sürünsün,

Güzeller içinde ahdin yürüsün.

Evveli benimdin, şimdi kiminsin?

Şimdi gerilerden bakan ben oldum!

Özoyun da kondurası gıcılar

Özoyun sattılar kötü kocalar,

Ağlasın analar, yansın bacılar

Benim işim minnet ile zor değil.

Ben de senin aynaların takındım.

Esen yelden, doğan günden sakındım.

Sen de seni konca[10] gülken sokundum.

Benim işim minnet ile zor değil.

Dostum bahçesine yad eller girmiş.

Güller koklarken [11] fidan kırmış.

Almış gitmiş bir kötünün koynuna girmiş.

Benim öpmeye kıymadığım nazlı yar.

Akşam oldu karandı geceler[12]

Söhür vakti temcit okur hocalar.

Ah[13] seninle sarıldığım geceler

Benim işim minnet ile zor değil.

K. Fıratın yazdığı şu iki beytte yanlışlıklar vardır.

Bir çift ördek uçurdum Uruş gölünden

Kasavet gölüne battı mı dersin

Acep bu gece Zanbur köyünde yattı mı dersin

Kerpiç derler şu Zanburun yapısı

Devehüyük Suriyenin kapısı

Özoy sana kurban olsun Suriyelinin hepisi

Benim derlediğim şöyledir:

Üç ördek uçurdum Uruş[14] köyünden

Tilsever[15] gölüne battı mı dersin

Konalga yeri şu Zanbur köyü

Bir telini Şibibe attı mı dersin.

Silo dedenin[16] yapısı kerpiç yapısı

Devehüyüğü[17] dersem geçit kapısı

Sana kurban olsun Suriyelinin hepisi.

Minnet eylen benim yârim dönmez mi?

Yükümüz kaçaktır uğratma gümrüğe,

Geç Karakuyuyu, otur döğnüğe,

Bir dönek versene Devehüyüge

Seni kardaşların sattı mı dersin.

Şavkın[18] şu köyleri tuttumu dersin

Sacır var önünde, geçemezsin orayı,

Avcılar arar da bahtı[19] karayı,

Ayni gölü ile de şu Zugarayı

Şavkın şu gökleri tuttu mu dersin?

Bir gece Kozbaşta yattı mı dersin?


[1] Naci Kum, o kadının adını (İzo) diye yazıyor. Kerim Fırat (Özey) yahut (Özoy) diye kaydediyor. Türküsünü dinliyerek benim derlediğimde de (Huzey) diye işittim. Bu, türkü söylenirken sesin verdiği bir imale ve kabalık sebebile olsa gerektir. Fakat kelimeye bir mâna vermek bakımından en doğru olarak (Özoy) demek doğru olur.

[2] Yahut: Güle konmuş, veya: divan kurmuş.

[3] Vezin (da) konmadan tamam olduğu halde, türküler söylenirken bazı böyle katkıntılar yapılmaktadır.

[4] Minnet edin, minnet eyleyin.

[5] Zavallı demektir.

[6] Eni sonu: Akıbet, en nihayet, en sonra demektir.

[7] Gömlek kelimesinin köylerdeki kullanılışı böyledir.

[8] Neneyle: (Ninni eyle) demektir ki, çocuklar için (Uyu) anlamında kullanılılır.

[9] Kızey: Ey kız, hey kız demektir. Yörü: Yürü

[10] Gonca

[11] Bazan: (Dererken) deniliyor.

[12] Karanlık oldu, demektir.

[13] Yahut: İki eli simanda yol burdan gider. (Sinen: sinemih köylerde kullanılışıdır.

[14] Uruş: Akçakoyunlu nahiyesine bağlı şimal tarafındaki köylerindedir.

[15] Tilsevet

[16] Silo dede: Devehüyük köyünün en ileri gelen ağası ihtiyar bir adamdı, şimdi ölmüştür.

[17] Devehüyüğü: Akçakoyunlu nahiyesine bağlı şimendöfer hattına pek yakın otuz kadar evli bir köydür.

[18] Şavk: şule, lem’a, parıltı, nur, anlamlarına gelir.

[19] Yahut: Gözü karayı...