İçişleri Bakanlığı İller İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan bültende vilâyetimizin bir çok köylerinin adlarını değiştirilmiş olarak gördük.

Bir köylü olup ta bu olaya ve gelişi güzel bu değiştirme işine şaşırmamak ve üzülmemek elden gelmez; ben kendi hesabıma bir yurt gaip etmiş ve vatansız kalmış bir adam gibi çok acı duydum içimde...

Bir yer adının değişiminde bir zaruret hissedilir ve her halde o adın değişmesi isteniyorsa o şehre, o kasabaya ve köye verilecek yeni ad ile eskisi arasında bir bağlantı kurulur yahut ta o köyün tarihi ve coğrafi durumu ile ilgifonetik, yakışan bir kelime bulmaya çalışılır. Meselâ Atatürk Diyarbekir’i Diyarbakır, Elaziz’i Elazığ diye adlandırdıkları gibi aslını yitirmeyen ve kulağa hoş gelen kelimeler aranır. Veya bir isyan bölgesi olan Dersim’e “Tunceli” adı verilerek “Dersime sefer olur zafer olmaz” gibi sakat bir telakki hükümsüz bırakılır.

Anlaşılıyor ki bu işi ele alanların ne folklorla, ne dilcilikle ne tarih, ne de coğrafik terimlerle hiç bir ilgileri yoktur.

Dil kurumuna danışılmadan, her köy adı üzerinde durarak derinlemesine bir incelemeye tabi tutmadan nasıl bir düşünceyle bu adlar değiştirildi anlaşılamıyor.

Sayın okuyucularım! Şimdi sizlere adları değiştirilmiş olan köylerimizden misaller verirsem bana yerden göğe kadar hak vereceğinizden ve telâşımı çok görmeyişinizden eminim.

İlimizin değişen veya değişmeyen bütün köy adların süzgeçten geçirmek ve her köy adı üzerinde incelemeler yapmak fikrindeyim.

Fakat bu yazımda yalnız kendi köyümü, Lohan’ı ele alıyorum. Şu gerçeği herkes bilir ki insanın kulağına en çekici ve tatlı gelen ses kendi adı ve öz yurdunun adıdır. En şaheser bir şiir ve bir müzik kadar hoştur bu sesler. Beni herkes (Lohanlı Ömer) olarak tanır. (Özbaş) soy adımı almadan önce yazılarımın altına hep Lohanlı Ömer diye atardım.

Gaziantep müdafaasını yazan hocam Mustafa Nureddin (Lohanî Zade) diye tanınmıştır. Lohan adının (Cevizli) ye çevrildiği için ruhu ne kadar üzülecektir, kimbilir?

(Can Kılıç)’ı beğenmeyerek (Lohanlı) soyadını alan bizim Albay Hasan Fehmi’nin kulakları çınlasın.

Lohan’ı Cevizli’ye çevirirken ne gibi bir gerekçe ileri sürüldü, açıklansa da, biz de anlayabilsek bari.

Şimdi düşünelim, Lohan yabancı bir kelime midir? (Lo-han) köklerinden yapılmış iki heceli ve Türk fototikine uygun bu kelimede ne Arapça, ne Fars, ne de ermeni dillerinden bir koku var, ne de bu dillerin anlamı gizlenmiş içerisine... Lohan öz Türkçe bir kelimedir. Dış Moğolistanla Mançuriyi birbirinden ayıran büyük Kıngan dağlarının doğu eteklerinde Lohan adında bir Irmak olduğunu bilmekteyiz. Bu ırmak (Sira Muren) ile birleşerek (Liyantung) körfezine dökülür. Bundan başka Dış Moğolistandan doğan (Haang-hu) ırmağının bir kolunu teşkil eden (Lo-ho) adında ikinci bir nehre daha rastlamaktayız.

Lohan adının Cengiz Han’ın ordusu ile gelerek İlhaniler tarafından bu köye böyle bir ad verilmiştir.

dersek aksini kim savunabilecektir.

Lohan’ın nesinden huylanıldı da bu öz Türkçe kelime Cevizli’ye satıldı, bir anlayabilsek.. Ceviz bir kere Türkçe değildir. Aşağıda pınarın başında bir kaç tane ceviz ağacı var, işte o kadar!..

Acaba diyorum, Lohan’ın başındaki lo hecesinden ürküp de “Bana Lo Lo sekme” “Ben lo loya gelemem” gibi argoya benzer bir anlam mı sezildi bu kelimede? Anlamıyorum.

Öyle ise “Lo” ile başlayan kelimelere ne diyelim? Lohum, Lodos, Lokman, Lop yumurta, Lokanta.. Şimdi bunlarıda mı atalım dilimizden?

Gaziantep, Kilis, Nizip, İslahiye adlarını niçin değiştirmiyoruz? Antakya, Adana, Mersin, Tarsus, Erzurum, Ankara ne güne duruyorlar ülkemizde; öyle yabancı, yabancı.. Niçin atamıyoruz onları; kolay kolay atamıyoruz da ondan!.. Çünkü onlar öz benliğimize işlemiş. Anadolu’muzun öz malı olmuşlardır artık.

Kilisliler için Kilis; Nizipliler için Nizip; Gaziyurdun halkı için Antep ne ise Lohan köylüleri için de Lohan öyledir.

Lohan’ın Cevizli olmasına gönlüm asla razı olamaz. Ben bu köy için gençliğimde:

“Ey öz vatanım ruhum seni hasretle anar

Nerede olsa benim canlı hayalim sensin”

diye şiirler yazmış,

“Görmedinse Lohan’ı görene sormalısın

Eğer görmek istersen düğünde görmelisin”

mısralariyle görmeyenlere Lohan’ın güzelliklerini duyurmaya yeltenmişimdir.

Sayın Valimiz Niyazi Araz’dan, dolayısıyla İçişleri Bakanımızdan diliyoruz: Bize Lohan’ımızı bağışlasınlar.

Köyümüzdeki küçük büyük bütün ceviz ağaçlarını ta kökünden sökeriz, istemiyoruz. Öyle (Ah beni bir gez ile o da çürük çıksın) misali tek çürük cevizle 800 senelik koca Lohan’ı değişemeyiz. Tekrar tekrar rica ederiz, bizi öksüz, yurtsuz bırakmasınlar.. Versinler Lohan’ımızı...