Vaktiyle zamanında bir Dago adında bir oğlan varmış. İhtiyar bir garinin yanında azadlığa durmuş. Bu garininde yanında bir dostu varmış. Dago bu herifi heç sevmiy bi günde gahıy herifi sürüy. Bunu duyan gari yandım yeleliye düşüy. Aradan günler geçiy bir gün gari Dagoya deykine <> dey. Dago dağda daşlardan bir yer yapıy ağşam eve geldinen gariye deykine, “bir ziyarat var gel seni ora götürüym, ama yanına bir tavuk bazlat onu bişir birabar al da gel>> dey. Tavıgı alıy ziyaratın yerini belliy. Tavığı ora goy eve geliy. Ertesi günde dey dilemi söylerim dey. Dago tavıg olıy çoban arkadaşlarıynan yiy. Sonada, yarın gene gelecek siz getirdiklerine muhaat olun dey. Eve geliy ana dey bugün dileği dileycin barime büyük olsun bir oğlak bazlat dey. Gari sabehleyin oğla alıy ziyarata gediy. Daha önce dago girmişmiş. Gari oğla ora koy orada iki rikat namaz gılıy başlıy dileğini söylemiye:

- Ziyarat dey. O da içinden hı hı dey.

- Dagonun dizini dutmaz, ayanı topal, gulanı sağır, gözünü kör et dey. Ziyaratda deykine:

- Şimdi get sevgili sarı ineği bazlat topaç et gavır dagoya yedir dey. Gırk güne kalmaz duan yerine gelir dey. Ağsam ouly dago başka yoldan anası başka yoldan, eve geliyler. Otururken dago deykine ana ziyaret sana ne dedi dey. Oda “Sarı ineği bazlat dagoylan bilabar yiyin dedi dey. Gahıylar ine bagızlıylar yiyler. Sabah olıy dago davarı alıy dağa gediy. Ağsam olıy eve gelirken şeyle 10-15 metrelik yerden haber gönderiy “ayaklarım dutmıy” dey. Gari geliy dagoyu sırtına alıy eve getiriy. Sabah olıy “Gah oğlum davarı götür” dey anası, “Yok ana dey heç bi yerim dutmazdan galdı” dey. Biraz daha duruy “gözüm görmiy dey “gulam duymıy” dey. Anası seviniy şükür dagodanda gurtuldum. Ağşam olunca garinin dostu geliy. Yiyler içiyler eğleniyler! Dago bunun hepsini duyuy. Artık onlar, yorulup yatıylar. Dago gahıy tobaçın yağını bi eydeni ısıtıy ağzı açık uyuyan herifin ağzına akdarıy. Herif gırk-elli demeden ölüy. Avrat sabahdan gahıy herifi uyandırmak için dürtüy, bahıykine heç ses çıkmey, bide görüyki herif ölmüş. Gari o zaman dagonun yanına geliy. “Dago dago galk” dey. O da “gahamıyım dizim dutmıy” dey. Gene gari “gah evimize böhdan etmişler ölü atmışlar” dey. O zaman dago “ahırda bi galın kendir var onu getir beline sırtına sararım” dey. Gari kendiri getiriy, dago gahıy herifi avradın sırdına sarıy, elinin yetmiyece yerede bir düğüm çalıy, al bunu Mırada at” dey. Gari kapıdan çıkdımı dagoda dama çıkıy.

-Gomşular, gomşular dey, yaz gelmedi deydiyz, ördenen gaz gelmedi deydiyz, çıhında bakında yazda gelik ördenen gazda gelik, dey.

Bütün köyün şendi dama çıkıy bide bahıylarki Mıradın gıyısında bi avrat sırtında bir adam aşşa – yuharı dolanıy. Gari düğümü çözemiy dago’ya seslenim diye köye dönünce bide ne görsün köyün büyün şendi damda, arlanıy heriflen bilabar gendini dutuy Murada atıy.

Mal, mülk hebici dago’ya galıy, yiy içiy hoşça mıraza geçiy. Münafık garide böylecene cezasını bulmuş olıy...

Not: Bu masalı, 45 seneden beri bilen Meryem Horozoğlundan Aysel Düzakın derlemiştir.