Kaynağı Malazgirt ve Bingöl olan,

Tarihi yüzbin bir Macera dolan,

Fıratla başbaşa doğduk, yaşadık;

O bize sevgili, o bize tanık,

O bizim başımız, rehberimizdir;

O bizim heyecan benzerimizdir..

Onunla çağladık, taştık, köpürdük,

Onunla çok şanlı ömürler sürdük.

Onunla bir zaman göğü dinledik;

Onunla kalp kalbe pek çok inledik...

Ünü bilinmeyen tarihte biz

Nasıl bir ezelsek öyle ebediz.

Gürledik ve coştuk şen ovalarda,

Şenlikler yarattık hep o diyarda.

Beşikte ninnimiz onun sesidir;

Musiki bestemiz zemzemesidir.

Baharda atlastır deresi, dağı;

Yazlarda altındır, tarlası, bağı...

Bereke fışkırır Sonbaharında,

Ne tatlı hava var yaylalarında...

Kışları sanki bir Anne kucağı,

O kadar sıcaktır tüten ocağı..

Yetişen her yiğit yurdun malıdır.;

Bir yerde tüneyüp kalmamalıdır.

Yurdunun her yanı Cennettir ona,

Tek yere bağlanmak mihnettir ona,

Gezdiği yerlerden hız, kudret alır,

O derki: Evde hep kötüler kalır.

O, her yerin oğlu, her yer onundur;

Ankara, İstaubul, İzmir onundur.

Her işte çalışır, her şey’i sezer,

Gariblik duymadan yurdunu gezer.

Fıratın çocuğu hep akıcıdır.

Yurt aşkı gönlünde çok yakıcıdır.

Ey çoşkun Fıratın kahraman oğlu!

Tarihin bütün bir şeref, şan dolu,

Hangi harp oldu da sen ün almadın;

Hangi zaferde sen süngü çalmadın?

Adını yazmazsın ruhun çok engin.

Ancak yine sensin, senin tek dengini...

İstihsal temeli alın terinde;

Değişmez kudret var karakterinde.

Engeller azminin önünde erir.

Şafkatin taşlara merhamet verir.

Seni yetiştirip toprağa yatan,

Tarihi yaratan o âsil Atan.

Şu şanlı kayanın gölğesindedir.

Bitirmişin onun dileği nedir?.

Onu ben deyemem dinle dilinden

Anlarsın her halde şu sözlerinden..

O sana “her yerde bir ev yap dedi.

“Sadece bir Tanrı tam, tap„ dedi.

“Gezen Tilki iyi yatan Arslandan„

“Türk soyu gelmiştir sade bir kandan,,

Dikkat et; şnııu da demiştir sana:

“Ey oğul hor bakan Baba yurduna,,

“Cihangir olsa da tam adam değil,,

Bu sözün önünde hürmetle eğil.

Nerede ve hangi işte olsan da

Seni gözleyen var eski yuvanda

Bir dön bak, o yeşil, şen köylerine

İlim, fen ulaştır cehil yerine.

Önünde tanıma sakın bir engel.

Enerji bekleyen o ele de gel...

Gaziantep 20-III-1941

C. ONAY