1 Mart 1959 Pazar günü saat 15 de, Gaziantep Kütüphaneler Tesis ve Yaşatma Derneği tarafından Sıhhî Müze bitişiğinde Çınarlı Kütüphane ve Okuma Odası memleket hizmetine açılmış ve mezkûr yerde bir toplantı tertip edilmiştir. Toplantıda ilk sözü Belediyse Başkanımız Sayın Necmi Bayram almıştır. Kültür davalarına yakın bir ilgi gösteren Belediye Başkanımız ilgi ile dinlenmiştir. Dernek Başkan, sayın Ali Budak’tan sonra söz alan Fadıl Teymur derneğin kuruluşundan bahsetmiştir. Sayın hocalarımız İrfan Zülfikar, Ahmet Seven ve Şakir Sabri Yener veciz konuşmalar yapmışlardır. Toplantı sonunda kitap bağışları kabul edilmiştir.

Aşağıya Fadıl Teymur’un toplantıda yaptığı konuşmayı aynen alıyoruz. Gaziantep Kütüphaneler Tesis ve Yaşatma derneğinin, sayın Ali Budak, Hüsamettin Fadıloğlu ve Fadıl Teymur gibi kıymetli idarecilerini candan tebrik ederiz.

Hulûsi YETKİN

DOĞUŞUMUZ

1952 yılının soğuk bir kış gecesi. Şehreküstü İhsanbey camiinin bitişiğindeki camiye ait bir odada birkaç arkadaş oturmuş kirap okuyorlar. Oda sıcak, mevzu tatlı; fakat dışarda bir rüzgar esiyor ki, kanatlı biri gözü kitapta hayale dalıyor; hayalinde mahalle canlanıyor:

Evet bazısının hali vakti yerinde. Odunu da var elektriği de. Fakat bazılarını da hatırlıyorum ki odun alamadılar bu kış Evet evet akşamları da lamba yakıyorlar. Isınmak için girdikleri tandırın başında erkenden uykuya dalıyorlar. Peki ya çocukları Ömer, Cezmi, Ayşe.. Mahmut.. Leyla; onlar ne yapıyorlar? Derslerine nasıl çalışıyorlar? Ayakları ısınıyor ama üşüyen eller kalem tutmaz ki! Vücut rahat olmazsa kafa çalışmaz ki!

Birden bir şimşek çakıyor kafasında. Peki diyor; şu oturduğumuz cami odasını tamir etsek, onu umumi bir okuma salonu haline getirsek… Birdenbire yüzü gülüyor. İçinde saklıyamıyor heyecanını. Arkadaşlarına fikrini anlatıyro. Hepsi de fikrini iştirak ediyorlar. Günlerce bunun üzerinde düşünüyorlar. Aralarına yeni yeni arkadaşlar da katılıyor ve nihayet karar veriliyor bu iş için:

“Şehreküstüde İhsanbey camiinin yanında bir okuma odası yapılacak.”

Bu odayı yapmak için gerekli müsaadeyi alarak eski cami odasını yıkıyorlar. Fakat bakıyorlar ki bu yerin yıkılmasını hem caminin güzelliğini arttırıyor, hem de Şehitler parkında ana caddeden bir kapı kazandırıyor. Bu defa kütüphanenin parkın içinde yapılmasına karar veriliyor ve gerek hamiyetperver halkımızın gerekse sayın Belediyemizin kıymetli yardımıyle 1953 sonlarında biro da vücuda getiriliyro adını “Şehitler Kütüphanesi” koyuyorlar.

Artık Şehreküstü semti öğrencileri rahata kavuşmuş huzur içinde çalışabilecekleri sıcak, sessiz ve aydınlık bir yere sahip olmuşlardır. Fakat ne yazık ki kitiphane ihtiyacı kafi gelmiyor. Daha erken saatlarda içerisi tıklım tıklım doluyor ve dışarda pencerenin kenarına defterini koyup matematik problem çözen, tarih çalışn minimini başlar boşalacak yerleri bekliyen zavallı yavrucakların başlarıdır.

Ve bu manzara müteşebbis heyete vazifenin daha bitmemiş olduğunu anlatıyro. Yeni bir kat bitmemiş olduğunu anlatıyor. Yeni bir kat ilavesi için Belediyseye müracaat ediyorlar, Sayın Belediyemiz bu talebi de yerinde görerek bütün masrafı Belediye tarafınfan ödenmek suretiyle üzerine bir kat daha ilavesine karar veriyor ve 1955 de bu kat da hizmete giriyor.

Fakat heyhat, yine kifayetsiz, yine aynı bekleyiş manzarası. Bir de anlaşılıyorki bu gelenler yalnız Şehreküstülü değil, çalışacak bir yer bulmak için uzak semtlerden gelen bir hayali talebe var.

Ve böylece vazifenin yine de bitmemiş olduğu anlaşılıyordu. Şehreküstüde bir kütüphane açmakla mesele bitmiş olmadı. Daha Akyol vardı. Karşıyaka, Saçaklı, Tabakhane vardı. Niçin kahvelerimiz kadar kütüphanelerimiz olmasındı. Niçin çay yudum yudum bilgi içilmesindi buralarda.

Çaysız yaşanıyor ama fikirsiz asla

Yağsız demir bile çürür çabucak pasla

Gençliği hazırlamazsak gelecek asra,

Türklüğün atlısı pek hazin olur.

İşte şehrimizin bu yeni bilgi pınarlarına, Kütüphaneleri olan ihtiyacı karşısında daha teşkilatlı olarak çalışması gerektiğini düşünen müteşebbis heyet artık bir dernek kurmanın zaruri olduğuna kanaat getiriyor ve 26 Mayıs 1958 de kurucu idare heyetini seçerek bu yoldaki faaliyetine başlıyor.

15 Ekim 1955’de de ilk umumi Heyet kongresini yapıp yeni idare heyetini seçen derneğimizin bu tarihten itibaren “Gaziantepte Kütüphaneler Tesis ve Yaşatma Derneği” adı ile resmen faaliyete geçmiş bulunuyor.

Bundan sonra Derneğimizin henüz yeni kurulmuş olmasına ve maddi bakımdan tamamen kuvvetlenmemiş olunmasına ragmen bir an evvel yeni bir kütüphane açmak için gayretler sarfettiğini görüyoruz. Ve nihayet 9 Şubat 1959 da dernek idare heyeti fevkalade bir toplantı yaparak içinde bulduğumuz bu salonun ayağı 400 liradan kiralamaya ve 24 Şubatta da buraya “Çınarlı Kütüphanesi” ismini vermeye karar veriyor.

Bu karara mesnet olan sayın Belediye Reisimiz Necmi Bayram Beyefendi ve sayın Alevli beyfendilere kıymetli yardımlarındandolayı derneğimiz adına derin şükranlarımızı bildirmeyi borç bilirim.

Evet bir kütüphane daha kuruldu, daha bir yığın ihtiyaçlariyle. Gönül arzu ediyorki her mahallenin bir kütüphanesi olsun. Bu kütüphaneler en yeni neşriyatı dahi takip etsin. Evimizde çocuklarımıza bir okuma odası ayıramıyarak bunlar o ihtiyacı da karşılasın. Herkesin evinde bir kitaplık tesisine gücü yetmiyebilir. Bunun için buraya yalnız talebeler değil ebeveynlerde gitsin. Evet bunları arzu etmek ve söylemek kolay. Fakat teşebbüs etmek, planlamaka ve yapmak güç. Çünkü bu feragat ister, gayter ister maddi imkanları sağlamak için itimat temini ister. İşte derneğimiz vermekte olduğu meyvelerle muhterem büyüklerimizin ve sayın halkımızın bu itimadını kazanmış bulunuyor. Maddi ve manevi sahalardaki yardımlarınız sayesinde, pek yakında şehrimizde yeni yeni ilim ve irfan pınarlarının kaynıyacağını derneğimiz adına müjdelemekle şeref duyarım.

Siz destek biz vasıta

Gayemizse o tedai

“Kütüphaneler açmak ve yaşatmak”

bu yurtta.

Fadıl TEYMUR