DERGİMİZ:

Oğuzeli İlkokul öğretmenlerinden Faik Nas arkadaşımızın içi tarihi kahramanlıklarla dolu bir Türk çocuğunun seve seve okuması icap eden ecdatlarının destanlarını dile getiren eserini dergimize aktarmaya başlamıştır. Bu vesile ile bu sayımızda ön sözünü dercediyoruz. Bu arkadaşımızın yazısına dergimizin her sayısından üç veya dört sahifesini ayırmış bulunmaktayız:

ÖN SÖZ (Bu Toprağın Fedaileri)

Elinize almış olduğunuz bu kısacık eserle şahsi bir kıvanç kaynağını temin etmek maksadı asla güdülmemiştir. Bu eser her türlü sui zandan uzak olarak kaleme alınmış olup, bundan cesaret alarak, ileride, Türk çocuklarına ve gençliğine daha faydalı olabilmek amacı güdülmüştür.

Yabancı ideolojilere hizmet eden çeşitli misyoner, her türlü araç ve gereçlerden istifade ederek, temiz körpe genç, dimağları, öz benliklerinden ayırmaya, başka şeylerle meşgul etmeye ve milli hislerimizi köreltmeye çabaladıkları bir hakikattir. Diğer taraftan, bu türlü afetlerden çocuklarımızı koruyan veya tedbirlereler mahiyetinde onları uyaranlar ve bunu temin eden araçlar azalmaktadır.

İşte bu eserle kısmen de olsa bu boşluğu doldurmak gayesi ile kaleme sarıldım.

Yurdumuzun hangi taşını kaldırsanız oradan manevi bir ses duyar, ürperirsiniz. Bu hissi, vatan şairi ve kıymetli mütefekkir Mehmet Akif daha iyi terennüm etmiştir.

"Arkadaş 1

Bastığın yerleri toprak diyerek geçme,

Tanı düşün altında binlerce kefensiz yatanı “

Evet bu sese kulak kabartmak mecburiyetindeyiz. Çünkü diğer bir şairimiz vatanın tarihin yaparken şöyle diyor: "Bir toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır"

Bu kutsi imanı taşıyamayanlar, elbette başka emellere hizmet ediyorlar demektir. Türk’ün parolası da budur. Onun için, bu topraklar ve bizler uğruna şehitlik rütbesini giymiş nice ismi bilinmeyen bütün şehit ve gazilerimizin hatıralarına hürmet etmek onları manen kalbimizde yaşatmaktır. Bu vesile ile yurdumuzum birçok yerlerinde olduğu gibi doğu illerimizde de Ruslara karşı senelerce yapılan savaşları ve çeşitli kahramanlık menkıbelerini bu kitapta bulacaksınız.

Kafkaslı Şeyhşamiller Erzurumlu nine hatunlar gibi isimsiz kahramanlarında kendilerini bu topraklara adamalarına karşılık olarak kitabın ismini de onlara lâyık bir şekilde "bu toprağın fedaileri” diye koyduk.

Fedailerde son, Türk-Rus harbinde, Doğu Anadolu’daki halkımızın yurt müdafaasında ve Rus ordu birliklerinin, yerli Ermenilerin kılavuzluğu altındaki ileri hârakâtlarının durdurulmasında büyük rolleri olmuştur.

Bu maksatla, buralarda kahramanca, cephe kurarak, senelerce yurdumuzu kahpece çiğnemek isteyen büyük düşmanımız Rusların, çok üstün savaş gücüne sahip olmalarına rağmen, iman dolu göğüslerini gererek karşı koymuşlar, gün olmuş tek başlarına birer bölük düşmanı esir etmişlerdir.

Necip milletimizin asaletinden ve damarlarındaki kanın ûlviyetinden her zaman beklenen ve günü geldiğinde bütün cihana sesini duyurmasını bilerek, Ege’de efeler, Antep’te çeteler, Erzurum’da dadaşlar ve bunların yanında Bitlis Muş hattını koruyan isimsiz kahramanlar haykırıyorlardı.

Ayrı ayrı abideleşen ve gurur kaynağımız olan bu hasletlerimizin yanında, adsız kahramanlarımızın da gizli kalmış harikulâde hareketlerini ve asılâne davranışlarını çok kıymetli, yarının kahramanları genç çocuklarımıza ve kardeşlerimize duyurabilirsem kendimi bahtiyar addedeceğim.

Bir milletin manevi cephesinin İdamesi ancak mazisinin temizliği ve o devirlerin destanlaştırıldığı, kahraman şahsiyetlerinin menkıbelerini kendine mal etmekle ve onlardan fazilet dersi almakla olur.

İstikbale, bu temellere dayanarak varılabilir. Bu haller, milli ahlâkımızın devamı için de çok faydalı ve lüzumludur.

Hassasiyetle hazırlanmış olan bu eserin, milli hislerle mücehhez genç dimağlı, aziz milletimin kahraman evlatlarına faydalı olmasını Allahtan diler, kahraman ve büyük milletime esenlikler dileği ile esas konuya başlıyorum.

Oğuzeli

Merkez İlkokulu Öğretmeni

Faik NAS