Arkadaşım Şakir Sabri Yener, 1934 tarihinde Gaziantep Halkevi tarafından neşredilmiş olan ‘’Gaziantep büyükleri’’ adındaki eserine, "Başpınar” da yeni isimler ilâve ediyor. Derginin 4 numaralı sayısına da “Meşhur adamlar ansiklopedisi’’ nden naklen ‘’Raşid efendi’’ yi koymuştur.

‘’Gaziantep büyükleri’’ nin 38 inci sahifesinde “Raşid bey” den bahsedilmiştir. “Başpınar’’ daki yazının “Gaziantep büyükleri’’ ndeki Raşidi tamamlayacak malûmatı ihtiva ettiğine işaret olunmadığı ve bu isim için ayrı bir numara Kabul edildiği için arkadaşımın meşhur adamlar ansiklopedisindeki Raşidi, başka bir şahsiyet farzettiği anlaşılmaktadır.

Bu münasebetle, hem ortada yeni bir şahsiyet bulunmadığı noktasına, hem de Gaziantep büyüklerinin Raşid bey bahsinde, gördüğüm bir karışıklığa arkadaşımın nazarı dikkatini celbetmek istedim. Kendisi bu mevzu üzerinde uzun zamandan beri çalışmakta olduğu için mütaalalarımda benim yanılmış olmam ihtimali de vardır. Binaenaleyh bu husustaki tetkiklerini tekrar Başpınara yazarsa mesele tenevvür etmiş olur.

Şimdi her iki mütaalamı izah edeyim:

1— Şakir Sabri Yener, ‘’Gaziantep büyükleri’’ ndeki Raşid bey bahsinin ilk beş sabrını “Osmanlı müellifleri’’ nden almıştır; alt tarafına da kendisinin topladığı malûmatı ilâve etmiştir. Osmanlı müelliflerinden alınan kısımda şu sözler görülüyor. “Ayıntaplı olup bazı divan kitabetlerinde bulunmuştur. 1239 da Yeniçeri şurişinde şehid edilmiştir.’’

Şakir Sabri Yener, bu sözlere Raşidin İstanbuldan Hasırcı zadeye gönderdiği bir gazeli ekleyor ve Hasırcı zade ile Raşidin muhaberede bulunmuş olduklarını anlatıyor. Böylece bu bahis bir tek Raşide müteallik bulunuyor.

Ben ise Osmanlı müelliflerinin kaydettiği Raşid ile, Şakir Sabri Yenerin ilâve ettiği satırlardaki Raşidin ayrı ayrı şahsiyetler olduğu mütaalasındayım.

2— Yine şu mütaaladayım ki Şakir Sabri Yenerin bu defa meşhûr adamlar ansiklopedisinden Başpınara aldığı Raşid, Gaziantep Büyüklerinin Raşid bey bahsindeki arkadaşıma aid yazılarda adı geçen Raşiddir.

Dayandığım deliller şunlardır:

1— Osmanlı müelliflerinde Raşidin 1239 da öldüğü yazılıdır. Halbuki Hasırcıoğlunun, topladığım eserleri arasında Raşide yazdığı (1880—1297) tarihli bir mektup ve Raşidin (1884— 1301) de Rütbeibalâ ihrazına söylediği bir tarih vardır. Bundan Raşidin (1884— 1301) tarihinde sağ olduğu anlaşılıyor. Bu mütaalayı meşhur adamlar ansiklopedisi de teyid ediyor. Çünkü Raşidin vefat tarihini 1895 olarak tesbit etmiştir.

Şu halde Osmanlı müelliflerindeki bu Raşid ile Meşhur adamlar ansiklopedisinin Antepli Raşidi aynı şahıslar değildir.

2— Raşidin “Görünür” redifli gazeline Hasırcıoğlunun yazdığı tahmise mehazlerimizden birisi şu serlevhayı koymuştur.

‘’Esbak Maarif mektupçusu Ali Raşid efendi merhumun memuren Bağdatta bulunduğu zaman irsal ettiği gazeline tahmistir.’’ Demek ki Hasırcıoğlunun muhaberede bulunduğu Ali Raşid Maarif mektupçuluğu da yapmıştır.

Meşhur adamlar ansiklopedisi bu noktayı da teyid ediyor. Zira Raşidin, memuriyetleri arasında Maarif mektupçuluğunu da saymaktadır. Görülüyor ki Meşhur adamlar ansiklopedisindeki bu Raşid, Hasırcıoğlu ile muhaberesi olan ve Gaziantep büyüklerinde bu isme ait yazının ilk beş satırından sonra mevzuu bahsedilen zattır.

Hulâsa: Kanaatımca Gaziantep Büyüklerinde iki Raşidin tefrik edilmesi lâzım iken bunlar bir Raşid gibi yazılmış; Başpınârdaki Raşid te evvelce neşredilenden ibaret olduğu halde başka bir şahsiyet gibi gösterilmiştir.

Şakir Sabri Yenerin vereceği izahat benim mütaalalarımın doğru olduğu merkezinde olsun, yahud başka tarzda olsun, şu iki hususun tevazzuhunu temin ederse bu satırların istihdaf ettiği gaye husule gelmiş olur.

Not: Bunları yazdıktan sonra bir de Temyiz mahkemesi reislerinden muhterem bay Said Barlasın malûmatına müracaat etmeyi düşündüm; sebebini izah edeyim:

Hasırcıoğlunun muhaberelerinden birinin serlevhasında şöyle bir

kayıd vardı:

‘’Mahkemeyi temyiz âzayi kiramından Arif beyfendinin pederleri Ayıntap bülegayi şuarasından Ali Raşid…’’

Raşidin vefatı tarihi 1895 olduğuna göre oğlu Arifi muhterem Said Barlasın tanıması çok muhtemeldi. Tahminimde isabet etmişim. Mumaileyh bu âile hakkında bazı malûmat verdi:

Antepte “Ali Pekmez’’ adile marûf olan şair Ali Raşidin maarif mektupçuluğunda, Kapı kethudalığında bulunmuş, bir de Tarihi Enbiya yazmış olduğunu ve Üsküdarda medfun bulunduğunu ve hatta tahminen vefat tarihîni söyledi. Bu ifadeler Meşhûr adamlar ansiklopedisinin verdiği malûmâta uymakta idi.

Bundan başka Raşidin beş çocuğu hakkındaki şahsî malûmatını bildirdi. Bunlar bir anadan Said, Reşid, Arif; diğer anadan İhsan, Kâmil imiş. Said, son zamanlarında müvazenei akliyesini kaybedecek hale düşmüş. Reşid, kuvvetli kalem sahiplerinden imiş. Mabeyn kâtipliğinde ve Bursa istinaf müddei umumîliğinde bulunmuş. Mahkemei temyiz âzasından Arif ise Mektebi hukukun teessüsünün beşinci, senesi mezunlarından imiş; 31 mart hadi sesinde şahsî bir gadre kurban edilmiş, Said Barlas, bu zatın çocuklarilye ders müzakere edermiş. Hatta kendisinin ilk memuriyetine bu zat delâlet etmiş.

Yazan: Ömer Asım AKSOY

Gaziantep Mebusu