Gözleri hönüsü üzüm
Sözü pekmez yarim
Tatlı yiyek, tatlı konuşak
Baklava kentinin kızı
Fıstık dudaklı yarim
Fıstıklar çiçek açtı mı bana gel
Yüzünde şark izi var
Cümle alemin sende gözü
Bunca güzel olacak ne vardı
Sıcaksın iklimin gibi
Buzlar çözülmeden bana gel,
Sırtında Antep kilimlerinden bir şal
Ayağında kınalı nalinlerin
Gözlerinde Antep gecelerinin ışık seli
Şehreküstü’den Karagöz’e değin el ele yürüyelim
Maarif’ten Kırkayak’a dek kol kola
Kavaklıkta çimenler üstüne şöyle bir uzanıverek
Biz durak, gönüllerimiz yürüsün sonsuza
Çocukluk anılarımızı anlatak
Bu akşam bizde kalak, bana gel.
Başpınar’dan duyulur daha kokun
Antep gösteren’den görürüm seni
Alaman Pınarın’da tanıdım seni
Seni duymadı mı Antep’lim güzelim.
Sarı güllükte güller açmış sap-sarı
Güller gazel olmadan bana gel.
Ramazan akşamlarında oruç açak İncilipınarda
Yüreklerimiz serinlesin buzdan soğuk suda
Çiyköfte yoğur bana, lahmacun olsun
Canım, ciğerim, yavrum gülüm
Ramazan akşamlarında
Top atılmaksızın daha, orucunu açmadan bana gel.
Başında bahar çiçeklerinden bir çelenkle
Yüreğinde bana dolu sevginle, özleminle
Dudaklarında bana dolu sevginle, özleminle
Dudaklarında en şakrak gülüşün
Ve sevgilim, sen “Antep”çe dilinle
O topraklı yollardan koş, bana gel
Fevzi GÜNENÇ
(Kurtuluş)
11-3-1969