Her yıl olduğu gibi bu senede 5 Ocak ile 15 Ocak arasına rastlayan hafta veremle savaş haftası olarak ilan edilmiştir. Bütün sene bu afetle savaşırız. Bu bir hafta esnasında da bir sene içinde yaptığımız işler hakkında vatandaşlarımıza bilgi vermekle beraber amansız düşmana karşı son taarruza geçeriz.

Hastalık, Bulaşma şekli, mikrobun evsafı ve korunma çareleri hakkında ilgili arkadaşların gene radyomuz ve basınımız vasıtasıyla sizlere gerekli bilgiyi vereceklerdir. Ben Veremle Savaş Dernekleri hakkında birkaç söz söylemek istiyorum.

Her sene milyonlarca insanın telef olmasına sebep olan, bilhassa çiçeği burnunda gençlere musallat olarak, yuvalar yıkan, aileleri matemlere gark edip çoluk çocuğunu kimsesiz bırakan bu felakete Karşı yalnız Hükümet olarak veya yalnız halk olarak savaşmanın kâfi gelmeyeceği anlaşılmıştır. Bundan ötürü bir taraftan Hükümetler uğraşırken, diğer taraftan da yer yer kurulan Verem Savaş Derneklerinin el ele vererek savaşmaları lüzumu hasıl olmuştur.

Bugünkü anlamıyla verem savaşı, medeni dünyada geçen yüzyılın son senelerinde başlamıştır. Veremin bulaşıcı bir hastalık olduğunun anlaşılması, Tüberküloz basilinin keşfi, bu savaşın te­mel taşlarını teşkil etmiş ve ileri mem­leketlerde modern verem savaşı bilhassa sosyal cephesiyle tedrici ve müterakki bir surette getirmiştir.

Avrupa’da ilk olarak 1891’de Berlin’de bulaşıcı Hastalıklar Polikliniğinde hastalara verem hakkında bilgi verilmeye ve veremli ailelerin evlerinin kontrolüne başlanmış bundan sonra sırasıyla İngiltere, Belçika ve Fransa’da bu asrın başında Verem Savaş Dernekleri kurularak Dispanserler tesis edilmiştir. Bu teşkilat bundan sonra bütün dünyaya yayılmış ve buna paralel olarak tedavi müesseseleri de hızla gelişme göstermiştir.

Memleketimizde veremle savaş fikri 1. cihan harbinin son senelerinde belirmeye başlamıştır. Filhakika harbin son zamanlarında İstanbul’da bir Verem Mücadele Cemiyeti Teşekkül etmiş fakat harbin felaketle neticelenmesi üzerine bir şey yapılmadan dağılmıştır.

İstiklal harbini müteakip 1923’te İzmir’de bir savaş derneği kurulmuş fakat uzun seneler pek az faaliyet gösterebilmiştir.

Nihayet 1927’de İstanbul Verem Derneği kurulmuş, o da 1940 senesine kadar bir Dispanser, bir halk Sanatoryumu açarak mütevazi bir faaliyet göstermiştir: İşte bu dernek Türkiye’de bu günkü verem savaşının kurulmasında büyük rol oynamıştır.

Cumhuriyet Hükümeti doğrudan doğruya Verem Savaşım, uzun müddet, ele almamakla beraber İstanbul’da ve diğer büyük şehirlerde kurulan Verem Savaş Derneklerine yardımdan geri kalmamış bazı şehirlerde Hükümete ait Verem Dispanserleri ve bazı tedavi müesseseleri açmıştır. Sağlık Bakanlığı verem savaşının memleket ölçüsünde bir plana bağlanması işini ancak 1949 senesinde ele almış ve böylece Bakanlık Türkiye’de Verem Savaşı konusunda tepkili bir çalışmaya geçmiştir.

Bugün, yer yer kurulmuş 100’den fazla dernek, Hükümetinde yardımıyla savaşa devam etmektedir.

Gaziantep’imizde Verem Savaşı Derneği 30 Aralık 1947’de Halkevi kütüphanesinde müteşebbis heyetin yaptığı bir toplantıyla faaliyete geçmiş, o zamandan bu yana gittikçe artan bir gayretle binlerce hasta vatandaşımıza ve ailelerine faydalı olmaya çalışmıştır.

Bugün şehrimizde Bakanlığa bağlı 125 yataklı bir hastane, gene Bakanlığa ait Şehreküstüde bir derneğimizin imkânlarıyla çalışan Tabakhane" Dispanseri olmak üzere 2 Dispanserimiz bu yolda çalışmakta ve halkımıza elinden geldiği kadar hizmet etmeye gayret göstermektedir.

Fuar sahasına rastlayan Tabakhane Dispanserimiz, gene aynı semtte yapılmakta olan daha geniş ve daha modern bir binaya geçecek böylece çalışmalarını daha da hızlandırmış olacaktır.

Dr: Kemal AHİ

Verem Savaş Derneği Başkanı